Sanırım biraz yoruldum, her şeyden...
Belki de en çok kendimden.
Keşke çizgi filmler için uykusuz kalıp salçalı ekmek yiyebildiğim zamanlarda sonsuza dek yaşayabilseydim.
Yaşamayı özledim.
Hayatın zorlaşmasını idrak edebiliyordum önceden ama şu an gerçek anlamda 'hayatın yokuşa gitmesini' tam olarak anlayabiliyorum.
Zor.
Gözle görebiliyor olmam çok daha zor.
Akıl gücünün kaba kuvveti nasıl yendiğini adım adım izledikten sonra, akıl gücü üstüne kurulan yönetimin akla ve özgür düşünceye saygıyı elden bırakıp, ona sırt çevirince, nasıl zayıfladığını ve devrilmek tehlikesiyle karşı karşıya geldiğini gösteriyor.
Akıl gücü kaba güçten üstündür, düşünceye gem vurulamaz, özgür düşünce tutuklanamaz, susturulamaz, alt edilemez, olaylar nasıl gelişirse gelişsin, gelecekte egemenlik kaba kuvvetin değil, özgür düşüncenindir.
Yönetimi ele geçirmiş nice iktidar sahibi kişi ya da partiler vardır ki, karşılarına dikilip direnen tek tük düşünce sahiplerini susturup yok edebileceklerini sanırlar, oysa sonuç umduklarının tersine çıkar: İktidar sahipleri devrilir gider, düşünce sahipleri yener ve kalır.