Arkeobotanikçilere göre, evcilleştirilmiş tahıllarla ilgili bulgular kırılgan olmayan başak eksenleri olan (ilk çiftçiler kasıtlı veya farkında olmadan bu tür tahılları tercih etmişlerdi çünkü tohum başları dağılmıyor, adeta "hasadı bekliyordu") ve tohumları büyük tahılların bulunmasına bağlıydı. Bugün artık bu morfolojik değişimlerin tahıl bitkilerinin ekimi başladıktan hayli sonra ortaya çıktığı görülmektedir. Koyun ve keçilerin tamamen evcilleştirildiğiyle ilgili, geçmişte belirsizliğe kesinlikle yer bırakmadığı düşünülen kemik bulguları da sorgulanır olmuştur. Bu muğlaklıkların yarattığı sonuçlar iki yönlüdür. İlk olarak bu, tek bir evcilleştirme hadisesinin tanımlanmasını hem keyfi hem de manasız bir şeye dönüştürür. İkincisiyse, çok uzun bir dönem boyunca, ne tamamen yabani ne de tam anlamıyla evcilleştirilmiş bitkilerden "düşük düzeyde gıda üretimi" yapıldığı tezini güçlendirir. Bitkilerin evcilleştirilmesiyle ilgili en iyi tahliller; tekil bir evcilleştirilme vakası görüşünü bir kenara atıp bunun yerine, güçlü genetik ve arkeolojik bulgular üzerinden çok sayıda alanda yürüyen ve uzunluğu üç bin yılı bulan, başlıca tahılların (buğday, arpa, pirinç, nohut, mercimek) birden fazla noktada dağınık biçimde evcilleştirildiği çoklu ıslah süreçlerinin yaşandığını savunmaktadır
664 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 62 days
Tüfek, Mikrop ve Çelik insanlık tarihinin bir özeti olarak görülebilir. Kitap, yazarın da defalarca belirttiği üzere medeniyetin kaynağı olarak gördüğü Anadolu’nun şimdiki sahibi Türklere özel bir önsöz barındırıyor. Yazarın kitabın özeti olarak seçtiği cümle şöyle: “Farklı milletler farklı gelişmişlik seviyelerine ulaşmıştır ama bunun sebebi
Tüfek, Mikrop ve Çelik
Tüfek, Mikrop ve ÇelikJared Diamond · Pegasus Yayınları · 20187.7k okunma
Reklam
Diyarbakır, Çayönü:
''Çayönü'nün (ZÖ 9500'lerden kalma) ilk katmanlarında karbonlaşmış yabanıl emmer buğdayı (Triticum dicocles) ile karşılaşılmıştır. Üst katmanlarda ise evcil emmer (Triticum dicoccum) bulunmuştur. Bu olgu, yabanıl türün burada üretilmeye başlanıp evcilleştirildiğinin kesin kanıtı olarak değerlendirilmektedir. Aynı biçimde,
Sayfa 305Kitabı okudu
Göbekli Tepe
Eski çağlarda yaşayan ve oku­ma yazması olmayan insanların ekonomik gerekliliklerden ziyade inanç­la motive olduklarını kanıtlamak zor bir iştir. Yine de nadiren de olsa şansımız yaver gidiyor ve hikayeyi açıklığa ka­vuşturan ipuçları bulabiliyoruz. 1995’te arkeologlar Türkiye’nin güney­ doğusunda Göbekli Tepe adı verilen bir yeri kazmaya
Göbekli Tepe’nin heyecan verici bir sırrı daha vardı. Genetikçiler yıllar boyunca evcilleştirilmiş buğdayın kökenini aramaktaydı. Yakın zamandaki keşifler en azından evcilleştirilmiş bir türün (küçük kızıl buğday) Göbekli Tepe’ye 30 kilometre mesafedeki Karacadağ Tepeleri’nde ortaya çıktığını gösteriyor.
Sayfa 102Kitabı okudu
Ancak Göbekli Tepe'de yapılan her bir test, hem yapıların çok erken tarihli hem de yapanların tarım öncesi toplumlar olduğunu kanıtladı. Eski avcı toplayıcıların becerilerinin ve kültürlerinin karmaşıklığının daha önce düşünülenden çok daha etkileyici olduğu böylece ortaya çıktı. Neden Amaçları her neyse, avcı toplayıcılar bunun harcadıkları zaman ve enerjiye değeceğini düşünmüş olmalılar. Göbekli Tepe sütunlarını yapmanın tek yolu, farklı gruplara ve kabilelere mensup binlerce avcı toplayıcının uzunca bir süre işbirliği yapmasıdır. Sadece gelişmiş bir dini veya ideolojik sistem bu tür bir çabayı sürdürmeyi sağlayabilir. Göbekli Tepe'nin heyecan verici bir sırrı daha vardı. Genetikçiler yıllar boyunca evcilleştirilmiş buğdayın kökenini aramaktaydı. Yakın za- mandaki keşifler en azından evcilleştirilmiş bir türün (küçük kızıl buğday) Göbekli Tepe'ye otuz kilometre mesafedeki Karacadağ Tepeleri'nde ortaya çıktığını gösteriyor... (2)
Reklam
"Bereketli Hilal (Türkiye'nin güneydoğu bölgesini kapsayan alan) dünyada belki de yiyecek üretiminin ilk başladığı yerdi, çağdaş dünyadaki çeşitli temel tarım ürünlerinin ( nohut, buğday gibi) ve hemen hemen evcilleştirilmiş belli başlı bütün hayvanların anayurduydu." Tarım ve hayvancılıkta köklü bir geçmişe sahip topraklarda yaşamamıza rağmen bu alanlarda hala dışa bağımlı olmamız şaşırtıcı bir durum... Gerçekten üzerinde durulması gereken bir sorun ama Türkiye kurulduğundan bu yana siyasetçilerin gündeminde olduğu pek söylenemez...
Sayfa 153Kitabı okudu
45 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.