Gönderi

Arkeobotanikçilere göre, evcilleştirilmiş tahıllarla ilgili bulgular kırılgan olmayan başak eksenleri olan (ilk çiftçiler kasıtlı veya farkında olmadan bu tür tahılları tercih etmişlerdi çünkü tohum başları dağılmıyor, adeta "hasadı bekliyordu") ve tohumları büyük tahılların bulunmasına bağlıydı. Bugün artık bu morfolojik değişimlerin tahıl bitkilerinin ekimi başladıktan hayli sonra ortaya çıktığı görülmektedir. Koyun ve keçilerin tamamen evcilleştirildiğiyle ilgili, geçmişte belirsizliğe kesinlikle yer bırakmadığı düşünülen kemik bulguları da sorgulanır olmuştur. Bu muğlaklıkların yarattığı sonuçlar iki yönlüdür. İlk olarak bu, tek bir evcilleştirme hadisesinin tanımlanmasını hem keyfi hem de manasız bir şeye dönüştürür. İkincisiyse, çok uzun bir dönem boyunca, ne tamamen yabani ne de tam anlamıyla evcilleştirilmiş bitkilerden "düşük düzeyde gıda üretimi" yapıldığı tezini güçlendirir. Bitkilerin evcilleştirilmesiyle ilgili en iyi tahliller; tekil bir evcilleştirilme vakası görüşünü bir kenara atıp bunun yerine, güçlü genetik ve arkeolojik bulgular üzerinden çok sayıda alanda yürüyen ve uzunluğu üç bin yılı bulan, başlıca tahılların (buğday, arpa, pirinç, nohut, mercimek) birden fazla noktada dağınık biçimde evcilleştirildiği çoklu ıslah süreçlerinin yaşandığını savunmaktadır
·
32 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.