Manastırın gerçeklikle bağları ne kadar zayıfsa, Katolik kilisesi de gerçeklerden bir o kadar uzaktı. Anlaşılması güç öğretileri, trigonometri, pantolonunuzu ütülemekte ne kadar işinize yarayabilirse, günlük hayatla ancak o kadar ilişkilendirilebiliyordu. Büyü gibi son derece sınırlı bir sistemdi, fakat sanrıların sıradışı berraklığı dışında kendi içinde tutarlıydı da. Katoliklik iyi davranışlarda bulunmaktan çok, buhurdanlıktaki kömürü kor halde tutmak ya da manastırdaki bir sonraki elli yılınızı nasıl geçireceğinizi düşünmekle ilgiliydi. Yardımseverlikten çok mumların yanması önemliydi. Dindar ve yüreksizdik, dediğimiz dedik ve cimriydik, son derece arı yaşıyorduk ve birer pagandık. Kilisenin öğreti sisteminde, çılgınca bir kesinlik vardı, tıpkı Everest Dağı'nın yüksekliğini 8, 882 metre olarak veren o coğrafya ders kitapları gibi ya da dünyanın köhne bir yerinde bir trenin saat 11.30'da kalkacağını bildiren bir zaman çizelgesi gibi. Matematiksel hesaplamaları kusursuz olan bir ruh çözümlemesini anımsatıyordu, fakat sizi bir binanın otuzuncu katındaki pencere kenarında gezdiriyordu. Kimileri için bu, yazın kuramının mantıklı bir tanımını oluşturabilir.
PdfKitabı okudu
Bazen, rastgele bir çarpışma veya Bir gezegenin kütle çekimsel etkisi bir asteroidi dünyaya doğru iter. Bu göktaşlarının aslında hedefi biz değilizdir ancak yollarına çıkarsak -yanlış zamanda yanlış yerde olursak- tıpkı o demir yığınının Arizona'ya yaptığı gibi bize çarparlar. Bildiğimiz en yıkıcı çarpışma 65 milyon yıl önce Meksika'nın Yucatan Yarımadası'nda bugün Chicxulub adı verilen bir yerin yakınlarında Everest Dağı büyüklüğünde bir asteroidin dünyaya çarpmasıyla gerçekleşti. Saniyede 16 kilometrenin üzerinde bir hızla hareket eden bu büyüklükteki bir asteroid, bütün insanların toplam nükleer cephaneliğinin bin katı bir çarpma enerjisine sahiptir.
Sayfa 257Kitabı okudu
Dünyanın En Yüksek 5 Dağı
1. Everest Dağı (8848 m, Nepal)
2. K2 Dağı (8611 m, Pakistan-Çin)
3. Kanchenjunga Dağı (8586 m, Nepal-Hindistan)
4. Lhotse Dağı (8516 m, Nepal-Çin)
5. Makalu Dağı (8481 m, Nepal-Çin)
Gecikmiş Bir Cevap
Takkeli çocuklar, uzun saçlı gençler, sarıklı dervişler nur yüzlü mü'minlerin yürüyüşü inkâra gecikmiş bir cevaptı. Anadolu'nun, İstanbul'un aidiyetini haber veren bir cevaptı. Kelimelerin ifade etmekte aciz kaldığı bir beyandı. Avrupalı adamın şehvet kazanında eriyen mustağriplere, müstakim mü'minlerin cevabıydı. Batı'nın şaşalı hayatına bakıp da ayağı kayanlara, Everest Dağı gibi dik duran vakarlı mü'minlerin cevabıydı.
Macera,dünyanın çevresini dolaşmak, Everest Dağı'na tırmanmak ya da ünlü olmak değil, sadece sen olmak, sadece olduğun yerde olmaktır.
Hemde Everest Dağı :))
“Dağ gibi bir zaman yığınının altında bunalmış kalmıştı.”
Sayfa 156 - PdfKitabı okudu
Alexandra Hala'yı Everest Dağı'na benzetirdim: Çocukluğum boyunca, hayatımda hep soğukluğuyla var olmuştu.
Sayfa 105
Searle, beşeri bilimlerin (tarih, ekonomi, sosyoloji, vb) hepsinin de kendi tarzlarında, araştırma konularının objektif gerçekliğini bir veri olarak kabul etmelerini eleştirerek şu tür bir analiz yapmaktadır: Gerçekliğini insanlardan alan sosyal olgular, fizik ve kimya gibi bilim dallarından farklı olgularla uğraşırlar. Gerçek (reel) dünyanın objektif olaylar denen bazı parçaları, insanlar üzerinde anlaştıkları için olgudur, bir bakıma bazı şeyler, biz inandığımız için vardırlar; örneğin, para, hükümetler, evlilikler, vb. Ancak bunlarla ilgili pek çok olgu, kişilerin tercihleriyle, değerlendir meleriyle veya moral tutumlarıyla ilgisiz olmaları anlamında, objektif ol gular sayılabilir, ama bunların objektifliği, sözgelimi hidrojen atomlarının tek elektronunun olması veya Everest Dağı tepesinde kar ve buz bulun ması gibi olgularınkinden farklıdır. ilk grup olgular 'kurumsal' (beşeri ku-il. Kimlik inşası 61 rumlar olmadan var olamazlar), ikinci grup ise 'kurumsal olmayan' ya da 'brüt' olgular olarak da nitelenebilir (Searle, 1995).
Pasifik Okyanusu'nda 10.914 metre derinliğinde olan Mariana Çukuru, okyanus tabanın en derin kısmıdır; öyle derindir ki Everest Dağı'nı içine atsak, suyun yüzeyine ancak 2.000 metre sonra erişilir.
Evrende dağların oluşum prensibi basittir: Bir cismin yüzeyindeki kütleçekim ne kadar zayıfsa, dağları o kadar yükseğe ulaşabilir. Everest Dağı, alt kaya katmanları dağın ağırlığı altında kendi esnekliklerine yenik düştüğünden Dünya'da bir dağın gelişebileceği en büyük yüksekliktedir.
Sayfa 103 - Nova KitapKitabı okudu
“Herkesin,kendi tırmanması için bu dünyaya yerleştirilen Everest Dağı vardır.”
En yüksek dağ nerededir?
Mars’tadır.
Dev volkan Olympus Dağı (Latincede Olympus Mons) güneş sistemindeki ve bilinen evrendeki en yüksek dağdır.
22 km yüksekliğinde ve 624 km genişliğindeki bu dağ Everest Dağı’nın yaklaşık üç katı uzunluğundadır ve o kadar geniştir ki, tabanı Arizona’yı ya da Britanya Adaları’nın bulunduğu alanın tamamını kaplayabilir. Dağın tepesindeki kraterin genişliği yaklaşık 72 km iken, derinliği 3 km’den fazladır: Yani Londra’yı rahatlıkla kapsayacak kadar büyük.
Her yokuşun bir inişi var derler, bizim yokuşumuz Everest Dağı sanırım, çık çık bitmek bilmiyor...