Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gloin divanda oluş sebebi
“Halkımızın üzerine,” dedi Gloin, “bir huzursuzluk gölgesi düşeli çok yıllar oluyor. Bunun nereden geldiğini ilk başta fark edemedik. Kıyıda köşede fısıldaşmalar başladı: Bizim dar bir yere sıkıştp kaldığımız, daha geniş bir dünyada daha büyük zenginlikler ve ihtişam bulacağımız söyleniyordu. Bazılan kendi dilimizde Khazad-dûm dediğimiz,
Hayatınız boyunca çocukluğunuza dair anıları, hisleri, kokuları, annenizin saçını aydınlatan ışığı, evin içindeki ilk maceralarınızı, akıl sır ermez bir şekilde o çocukluğu oluşturan korkuları, mutlulukları, tüm duyguları ve az biraz karmakarışık ifadeleri korumayı başardığınızı düşünün. Ardından büyüme sürecinizin kaydı geliyor. Okul bunları düzene koyuyor. Ögretmenler, sınıf arkadaşları, ilk maceralar... Ve böylece şimdiki zamana değin yaşanan tüm deneyimlerin anıları birikiyor. Bir gün, beklenmedik bir şekilde, anılarınızın düzenini yitiriyorsunuz. Hâlâ oradalar evet ama bulunamaz bir hâl aldılar. İlk eşinizin görüntüsünü aradığınızda çocukluğunuzdaki uzak, çorak bir arazide ayakkabı kemiren bir köpek görüyorsunuz. Annenizin yüzünü aradığınızda karanlık bir ofisteki sevimsiz bir tiple karşılaşıyorsunuz. Hikâyeniz sona eriyor. … İşin en kötü yanı olayların orada, bulunmayı bekliyor olmaları. Ve siz bunu nasıl yapacağınızı bilemiyorsunuz. Söz konusu olan, tahammül edilemeyeni yürekten unutma çabası degil. Mühürlü bir hafıza... Sizi yanıtlamayacak bir şeye yapılan saplantılı bir çağrı..
Sayfa 62 - Jaguar Kitap, 20. Baskı, Çev. Seda Ersavcı, Çiz. Peter SísKitabı okudu
Reklam
Mutlu ve haz dolu olduğunuzu düşleyin. Kendinizle ve diğer insanlarla uyumlu bir yaşam sürdüğünüzü düşleyin. Kendi rüyalarınızı ifade etmekten korkmadığınız bir yaşam düşleyin. Başkaları tarafından yargılanmaktan korkmadığınız, istediğiniz zaman evet, istediğiniz zaman hayır diyebildiğiniz bir yaşam düşleyin. Kimsenin fikrinden sorumlu olmadığınız, kimseyi kontrol etme ihtiyacı duymadığınız, kimsenin sizi kontrol etmesine izin vermediğiniz bir yaşam düşleyin. Kimseyi yargılamadığınız, herkesi kolaylıkla affettiğiniz bir yaşam düşleyin. Haklı olma ihtiyacı duymadığınız, kimseyi haksız kılma ihtiyacı duymadığınız bir yaşam düşleyin. Kendinize ve başkalarına saygı duyduğunuz ve başkalarından saygı gördüğünüz bir yaşam düşleyin. Sevme korkusu ve sevilmeme korkusu olmadan yaşadığınızı düşleyin. Reddedilme korkusu ve kabul görme ihtiyacı duymadığınız, özgürce 'Seni seviyorum' diyebildiğiniz bir yaşam düşleyin. Risk almaktan korkmadığınız ve yaşamı keşfetmenin hazzını duyduğunuz bir yaşam düşleyin. Yaşamaktan da ölmekten de korkmadığınız bir dünya düşünün. |Don Miguel Ruiz, Dört Anlaşma
Primo Levi
BUNLAR DA MI İNSAN? Siz ki güven içindesiniz Sıcak evlerinizde , Siz ki akşam eve döndüğünüzde Sıcak yemek ve dost çehreler buluyorsanız Düşünün bir , bir insan mıdır Çamurda çalışan , Huzur bilmeyen Yarım ekmek için mücadele veren Bir evet ya da bir hayırla ölen kişi . Düşünün bir , bir kadın mıdır Saçları , adı olmayan Artık anımsama gücü olmayan Gözleri boş ve bağrı soğuk Kışın bir kurbağa gibi . Bunların olduğunu düşünün : Sizlere yöneltiyorum bu sözleri , Onları yüreğinize kazıyın Evinizdeyken , yolda yürürken , Yatarken , kalkarken ; Çocuklarınıza yineleyin bu sözleri . Yoksa , eviniz yıkılsın , Hastalık dert olsun başınıza , Çocuklarınız yüz çevirsin sizden .
Bebeğiniz ağladığında yaşadığınız stresi çok iyi anlıyorum. Kısa vadeli çözümler belki anı kurtarabilir ama maalesef uzun soluklu büyük kayıplara da yol açabilir. Çocuk yetiştirmenin en önemli kuralı bence kararlı olmaktır. Çocuğunuz kaç yaşında olursa olsun sizdeki kararlılığı çok net görür ve nasıl davranacağına karar verir. Çocuğunuza cevap vermeden önce düşünün ve verdiğiniz kararın arkasında olun. Hayır dediğiniz bir şeyi yapmasına izin verirseniz ilerleyen zamanlarda çok zorlanabilirsiniz. Eğer evet diyecekseniz asla baştan hayır demeyin. Bir çocuğun hayır lafını duymaya tahammülü yoktur ve lütfen sürekli çocuğunuza hayır demeyin ama gerekli ise “hayır” ı “evet” e çevirmeyin. Cep telefonunuzu isteyen çocuğunuza hayır dediyseniz ve 2-3 dakika ağladıktan sonra sussun diye verirseniz bunun arkasının geleceğini unutmayın! Çünkü bu davranışınızla çocuğunuza şunu öğretirsiniz: Ağlarsan elde edersin. Bunu öğrenen çocuk büyüdükçe isteklerini gerçekleştirmeniz için şiddetini artırarak ağlamaya devam eder. Üç defa ağlayarak istediğini elde ettiğinde, onun istediğini alana kadar ağlayan bir çocuk olmasını sağladınız demektir. Beş defa ağlamasına rağmen oyuncak alma gününüz olmadığı için hiçbirinde almadıysanız, büyük ihtimalle bir daha ağlayarak sizden oyuncak istemeyecek bir çocuğunuz oldu. Bence mesajı aldınız.
Sanki 6 Şubat'ı hatırlıyorum bu satırları okudukça.
Bir gün yatağınızdan kalktığınızda güneşin doğmadığını her yerin zifiri karanlık olduğunu etrafta kimseciklerin olmadığını düşünün, ne ses, ne bir nefes, her şey sükuta ermiş sadece kendi nefesinizin sesi... Gittikçe hızla çarpan kalbinizin ritmi bozuk atışlarını hissederek dışarı çıkmaya çalışıyorsunuz, kapı yok, el yordamı ile duvarları yokluyorsunuz ne pencere ne kapı... Kabus gibi, paniklememeye çalışıyorsunuz, rüya mı gerçek mi diye etinize sıkı bir cimdik atıyorsunuz. Evet her şeyi hissediyorsunuz, aklınız ve hafızanız yerinde, karanlık gittikçe koyulaşıyor.
Reklam
Ahlaki bir pusula için dine ihtiyacım yok
Ama siz,” diye karşılık verdi yüzünde ciddi bir endişeyle. "Yalnızca bu inançlarla ve bir anlam olmadan nasıl yaşayabilirsiniz?" İşaret parmağını bana doğru salladı. "İyi düşünün. Sizden daha büyük bir şey olmadığı inancıyla nasıl yaşayabilirsiniz? Size bunun mümkün olmadığını söylüyorum. Bu karanlıkta yaşamak gibidir. Bir hayvan gibi. Her şey yok olacaksa hayatın ne anlamı var ki? Benim dinim, anlam, bilgelik, ahlak, ilahî rahatlık ve bir yaşam tarzı sağlıyor bana." "Bunun akılcı bir karşılık olduğunu düşünmüyorum, Haham. Bu şeyler anlam, bilgelik, ahlak, iyi yaşamak, Tanrı'ya olan inancımıza bağlı değildir. Ve evet, elbette, dinî inançlar kendinizi iyi, rahat, erdemli hissetmenizi sağlar, dinlerin amacı tam olarak budur. Bana nasıl yaşayabildiğimi soruyorsunuz. İyi yaşadığıma inanıyorum. İnsanlar tarafından üretilen ilkeler bana rehberlik ediyor. Doktor olarak ettiğim Hipokrat yeminine inanıyorum ve kendimi başkalarının iyileşmesine ve gelişmesine yardım etmeye adıyorum. Ahlaklı bir hayat yaşıyorum. Etrafımdakilere karşı merhamet duyuyorum. Ailem ve arkadaşlarımla sevgi dolu ilişkiler yaşıyorum. Ahlaki bir pusula için dine ihtiyacım yok."
Sayfa 169Kitabı okudu
insanoğlunun yazgısını bütünüyle değiştirecek bir eser yarattığınızı düşünün. Bu amaca ulaşmak için, kaçınılmaz olarak bir tek insana işkence edilmesi gerekiyor ... Evet, bu adam karalanacak, şerefiyle oynanacak, onuru ayaklar altına alınmış bu adamın gözyaşları üzerinde eseriniz yükselecek! Bir an için bile düşünebilir misiniz ki yarattığınız bu eserden yararlanacak olanların sunduğunuz mutluluğu kabul edebileceklerini?
Sayfa 1110 - 1111 Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Yalnızca kendiniz olmayı, kimseyi ve hiçbir şeyi ikna etmeye çalışmadığınızı düşünün. Sadece kendiniz olmakla mutlu olduğunuzu, nereye giderse­niz cennetin sizinle geldiğini, onun içinizde olduğunu hayal edin. Bu tür bir özgürlükle yaşadığınızı düşünün. Evet, haki­kat sizi özgür kılacaktır ama önce onu görmeniz gerekir.
Sayfa 141Kitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.