Türk toplumunun mizaha olan ilgisi sizce zekasından mı ileri geliyor? sorusu üzerine; “Ne zekası? Bu milletin yüzde doksan biri 82 anayasası’na evet demiştir. Geriye kalıyor yüzde dokuz. Hadi biraz iyimser olalım, ama yüzde altmışı aptal bir milletiz” dem
Biliyordum ki, toprak katı ve tabiat zalimdir ve insan cinsi bozuk bir hayvandan başka bir şey değildir; biliyordum ki insan hayvanların en kötüsü, en bayağısı ve en az sevimli olanıdır. Evet, bilhassa en az sevimli olanıdır.
Reklam
Siz mi yazdınız? “Evet.” Hemen buracıkta mı?” “Hayır. Uzun yıllar var ki bir şey yazmıyorum.” “Neden?” “Söyleyecek bir şeyim kalmadı da ondan.” Oysa söylenecek şey, her daim vardı. Zor olan, söylenecek kişiyi bulmaktı. Zaman, bu hükmü doğrulayacaktı.
''Nen var Zeze?” ”Hiç. Şarkı söylüyordum.” ”Şarkı mı söylüyordun?” ”Evet.” ”Öyleyse ben sağır olmalıyım.” İnsanın içinden de şarkı söyleyebildiğini bilmiyor muydu yoksa? Bir şey demedim. Bilmiyorsa bunu ona öğretmeyecektim.
"Seninle tekrar görüşebilir miyiz?" diye sordu. Sesinde sevimli bir gerginlik vardı. Gülümsedim. "Tabii." "Yarın olur mu?" "Sabırlı ol, çekirge," diye nasihat verdim. "Aşırı istekli görünmek istemezsin." "Evet, zaten o yüzden yarın dedim," dedi. "Seni bu akşam yine görmek istiyorum ama tüm gece ve yarının büyük kısmını beklemeye razıyım." Gözlerimi devirdim. "Ciddiyim," dedi. "Beni tanımıyorsun bile," dedim. Konsolda duran kitabı aldım. "Bunu bitirdiğimde seni arasam olmaz mı?" "Ama cep telefonu numaram sende yok," dedi. "Kitabın içine yazdığından şüpheleniyorum." O şapşal gülümseme yüzüne yayılıverdi. "Bir de birbirimizi tanımıyoruz diyorsun."
"Hayat tabii ki bir oyundur, evladım. Hayat, kurallara göre oynanması gereken bir oyundur." "Evet, efendim. Öyledir, biliyorum." Oyunmuş, kıçımın kenarı. Oyun, öyle mi? Tüm asların bulunduğu takımdaysan, oyun o zaman, tamam; kabul ederim. Ya öteki takımdaysan, as oyuncu filan yoksa, oyunla ilgisi kalır mı bunun? Hiç yani. Yok oyun moyun.
Sayfa 14
Reklam
"Başkaldırı birlik ister, tarihsel devrim ise tümlük. Birincisi bir 'evet'e dayanan 'hayır'dan yola çıkar, ikincisi salt yoksamadan yola çıkarak çağların sonuna atılmış bir 'evet'i yaratabilmek için bütün kölelikleri bağrına basar. Biri yaratıcıdır, öteki yoksayıcı. Birincisi gittikçe daha çok varolmak için yaratmaya adanmıştır, ikincisi gittikçe daha iyi yoksamak için üretmek zorundadır".
Evet mirim... En büyük delilik, sevda ve aşkttır. Ancak öyle bir delilik ki onsuz da olmaz.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.