"Sana bir kez daha tutuldum..."
Merhaba sevgili. Umarım güzel bir bayram geçirmişsindir. Ben İstanbul'daydım. Senin şehrinden, sana da zamanında bahsettiğim iki arkadaşımdan birisi geldi. Birkaç kez onunla buluştum, onun dışında tek başımaydım. Alıştım sevgili :)). Bugün yine bir şeylerin yıl dönümü. Yine kim bilir ne için yazmaya başladım değil mi sevgili, kim bilir o gün
Eski Yunanistan’ın Teb şehrinde bir sabah insanları isyan ettiren bir cinayet işlenmiş. Şehrin soylu ailelerinden birinin yakışıklı iyi eğitim almış genç oğlu, avam sınıftan çirkin yaşlı bir kambur tarafından şehir meydanında nedensizce ve vahşice kafasına çekiçle vurularak öldürülmüş. Maktul, şehirde çok sevilen, geleceği parlak, yakışıklı
Reklam
'Evet, öyle canının istediği gibi yaşayamazsın,bu apaçık bir şey aksi halde, çelişkiler kargaşasına öyle bir yuvarlanırsın ki, ne kadar bilgili, ne kadar cesur olursa olsun hiçbir insan zekâsı işin içinden çıkamaz! Bugün bir şeyi arzularsın , yarın kendini paralarcasına, büyük bir tutkuyla arzuladığın şeyi elde edersin, öbür gün o şeyi arzuladığın için yüzün kızarır, dileğin gerçekleştiği için hayata lanet okursun. İşte,hayat yolunda başına buyruk ve kibirle yürümenin,keyfine göre hareket etmenin sonu budur. İnsan bastığı yeri yoklaya yoklaya yürümeli, birçok şeye gözünü kapamalı, mutluluk düşleri görmemeli, mutluluğu kaçırdığında şikâyet,isyan etmeye kalkışmamalı... işte hayat budur! Hayatın mutluluk, haz olduğunu kim söylemiş?Delilik!
Evet Allah birtakım şeyleri nasip etmemiş olabilir ama biz ona isyan edecek değiliz. Çünkü o bize darılmadı, bizi terk etmedi de. Hayırlı Cumalar.
Evet İsyan
"Ay vurunca çatlatır göğsümdeki mahşeri; çünkü kavganın göbeğidir benim yerim.."
İsmet Özel
İsmet Özel
Ruh Günlüklerim
Kadın yine herzamanki gibi bir fincan acı kahvesini alıp geçti verandasına. Havanın oldukça sıcak olduğu bir yaz günüydü. Takvim yaprağından günü koparıp aldı. Günü geceye teslim eden bir edayla dudak kıvrımlarından bir tebessüm uyandı. Uyandı ve dedi ki, "Bugünde mutlu olmadık şükür". Dilindeki şükür isyan değildi. Öyle alışmıştı ki artık hayatın acımasız oyunlarına bazen nerde ebeleneceğini dahi kestiremiyordu. Bir yudum daha aldı acı kahvesinden ve şöyle kolaçan etti gökyüzünü yıldızlar ona gözünün görebileceği kadar yakın ama tutamayacağı kadar uzaktı. İçinden bir an keşke dedi. "Keşke yıldızlara merdiven dayayabilseydim." Bu abuk sabuk isteği bile bir an onu mutlu etmek için kafiydi. Sahi neydi mutluluk? Hayalini kurduğumuz abuk sabuk düşlerimizin olmayacağına inandığımız his miydi? Yoksa yaşarken var olduğuna inandığımız ama hiç var olmamış gibi bizi yüzleşmeye mecbur bırakan gerçekler mi? . . . Evet haklısın "kalbim" bugün de yoruldun... Evet haklısın "aklım" bugünde kayboldun... S. Y
Reklam
794 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.