Bu dünya evi bizim evimiz değil. Başka bir diyarın müntesebleriyiz biz, alışamadık buralara..
120 syf.
·
Not rated
Kapıların Dışında
Kapıların Dışında
savaşın insan üzerinde bıraktığı yıkıcılığı, o derin kapanmaz izleri anlatan rahatsız edici bir kitap, evet rahatsız edici dedim çünkü yazarın yazdığı şeyleri bizzat kendisinin yaşamış olması, bunca acıya tanıklık etmesi o savaş atmosferine tanık olmuş o ağır havayı solumuş olmasından dolayı kitabı okurken siz de o havayı soluyor olacaksınız. belkide savaşın kötülüğünü, o korkunç derin izler bırakan yaralarını, geride ne denli bir yıkım bıraktığını anlayabilmek için bazen bu tür eserler ile rahatsız edilmemiz gerek. Daha önce de yıkım edebiyatı üzerine kitaplar okumuştum ama bu denli çarpıcı, sert bir kitap okumamıştım, bende en çok etki bırakanlardan oldu. Kitap, yaklaşık bi 95 sayfalık tiyatro. Ve hiçbir tiyatronun oynamak hiçbir seyircinin görmek istemediği bir oyun... Fakat okurken çok derin bir roman okuyorsunuz gibi ama aynı zamanda tiyatro seyreder gibi de canlanıyor her bir ayrıntısı kafanızda...Wolfgang Borchert, yirmi yaşında ikinci dünya savaşında üç yıl boyunca cephede yer alıp savaş bitip de döndüğünde kapıların dışında kalan genç bir yazar. Savaştan dönüyor evet ama hiçbir şey bıraktığı gibi değil ne eşi ne evi ne ailesi ne ülkesi... Heryer enkaz, herkes kaypaktır artık... Ve artık onun yeri kapıların dışıdır. peki ya savaşı emredenler, onlar öldürdüklerinin önünden hissiz geçip giderler. Ve onlar şimdi kapılarını sıkı sıkı kapamış sıcacık evlerinde yataklarına uzanmış yatıyorlar...
Wolfgang Borchert
Wolfgang Borchert
Kapıların Dışında
Kapıların Dışında
Kapıların Dışında
Kapıların DışındaWolfgang Borchert · Can Yayınları · 20216.3k okunma
Reklam
"Tanıdıklarım arttıkça kötülüğün anlamını daha iyi anladım. Şimdi uzaktan bakınca onların da zayıf, çaresiz ve mağdur olduklarını düşünüyorum; bir avuç kurma bebek tamamlanamamış bir dairenin etrafında, boş yere dönüp duruyoruz. Birbirimizden çok da da farkımız yok. Hepimiz ikiyüzlülükle büyütüldük."
112 syf.
·
Not rated
Yeni bir incelemeyle merhaba... Bugün
Peyami Safa
Peyami Safa
'nın en çok satan otobiyografik romanı Dokuzuncu Hariciye Koğuşu 'nu inceleyeceğiz. "insanın derinliklerinde dolaşan ilk roman " olarak Türk edebiyatı ilklerinde yer alır. Romanın genç kahramanı, ayağındaki rahatsızlıktan kurtulabilmek için sayısız doktora görünür ve en nihayetinde havadar bir ortamda, stresten uzak bir istirahat dönemi geçirmesi gerektiğine ikna edilir. Ancak, gerek akrabaları olan bir Paşa’nın Erenköy’ündeki köşkünde misafir kaldığı dönemde, gerekse kendi evi ve hastaneye gidiş gelişlerinde şuurunu adeta bir facia atmosferinde yoğurur. Peyami Safa’nın çocukluk ve gençlik dönemlerinden fazlasıyla izler taşıyan roman, hem umudu ve umutsuzluğu, hem de sevinci ve felaketi aynı sayfalara sığdırabilmiş olması bakımından insanın eşsiz bir tarifini sunuyor. Kesinlikle okunması gereken kitaplardan olduğunu düşünüyorum. Okurken her bir satırında kaleme hayran kalacağınız bir eser. Bir sonraki kitap incelemesinde görüşmek üzere...
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Dokuzuncu Hariciye KoğuşuPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 2023102.1k okunma
"Bana ne kadar da az güveniyorsun." Bu, yanmış gırtlağımdan acı bir kahkaha yükselmesine neden oldu. "Bu sana güvenip güvenmeme meselesi değil asıl mesele etrafımı saran erkeklerin sadakatinden emin olmam. Prenslerini korumak için her şeyi yaparlar. Her şeyi" "Ben de seni korumak için her şeyi yaparım."
Sayfa 463 - Lore & FallonKitabı okuyor
İnsan insanın bazen evi, bazen yurdu, bazen umudu, bazense yanılgısı ve yenilgisidir. Ve daima, insan insanın kapanmayan o yarasıdır. |Sabahattin Ali
Reklam
Dünyanın en iyi makarnalarının yapıldığı İtalya’da, genellikle geceleri hazırlanan ve neşeli bir kalabalıkla yenilen spagettiyi tanımlamak için Spaghettata kelimesi kullanılıyormuş. Öğrenci evi yani!
Bulut UÇARKitabı okuyor
Tanrı, düşünmek için kullanmıyorsan bu beyni sana neden verdiğini soracaktır herhalde.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.