Sizin diye bildiğiniz evlatlar gerçekte sizin değillerdir, onlara sevginizi verebilirsiniz ama düşüncelerinizi asla. Çünkü onların kendi düşünceleri vardır.
Yalnız şu noktaya mutlak bir ışık tutulmalıdır ki Türkiye Türkçesi'nde değişen şeyler vardır. Bu değişme, binlerce ve binlerce Türkçeleşmiş kelimenin sesinde ve mânâsındadır. Dilimizin, yeni bir târih safhasında ve yeni bir vatan coğrafyasında dokuz asır işlenip güzelleşmesindedir; bu işlenme ve güzelleşme târihinde, kelimelerin yeni sesler ve yeni mânâlar kazanmasındadır.
Bu sebeple, kelimeleri hor görmek, hakir görmek, hele şu veyâ bu politik veyâ ideolojik sebeple dilden atılabilir görmek, onların oluş ve yontuluş târihini bilmemekten veyâ umursamamaktan doğan, büyük gaflettir.
Çünkü, milletlerin olduğu gibi, kelimelerin de târihi vardır. Bir milletin ataları, asırlarca o kelimelerle duymuş onlarla düşünmüş; birbirlerini ve evlâtlarını o kelimelerle sevmiş; bu kelimeleri tamâmıyle milli bir sanatla işleyip güzelleştirmiş ve kendi milli müsıkisiyle seslendirmişse evlâtlar, artık o kelimelere düşman kesilemezler!...
Buna büyük milletler değil, yaratılıştan küçük milİetler bile cesâret etmemiştir.