Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
BEYAZ LÂLE Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
Evler
"... İnsanların kaderi besbelli evlere bağlı: Zengin evler fakirlere çok yüksekten baktılar, Kendi seviyesinde evler kız verdi, kız aldı Bazıları özlediler daha yüksek hayatı, Çırpındılar daha üste çıkmaya Evler bırakmadılar ..." ~Behçet Necatigil
Reklam
Evlere Dair..
Gerçekte bedenin rahata düşkünlüğü ruhun tutkusunu öldürür,sonra da onun cenaze alayının ardından sırıtarak yürür.
Bu ülkeyi, bu ülkenin insanlarını ve tüm insanları en fazla devrimciler sevdi. KIZILDERE Ancak davası uğruna yaşamını feda eden devrimcilerimiz, Türkiye’nin bütün sorunlarının kaynağının İslam olduğunu bilmiyorlardı. Yani sorunun kaynağını tam tespit edemediler. Bizim sorunumuz Amerika değildi. Bizim sorunumuz İslam’dı. Bu toprağın insanını
Kadına , kadının yerine dair...
Cennet Kadın yanı sıra geliyor. Kır Abbas nereye giderse gidecek gibi; o durursa duruyor, yürürse yürüyor. Başını eğmiş, belini bükmüş yürüyor. Belki altmış, belki yetmiş yıl önce Tozak'ta doğmuş; altmış yetmiş yıldır kâh yeni doğan taylar gibi koşarak kâh üç örgülü saçını döşüne döküp Cennet kuyusundan, körelmeden önce Ümmet kuyusundan sular çekerek, doldurduğu tuluğu sırtına vurup şu karşıda dizili evlerden önce birinin, sonra ötekinin kapısına taşıyarak; bir yıl Tozak kırında, bir yıl Avşar yolunda dört büklüm orak biçerek; yırtık yamayarak, sökük dikerek; düğün olmuşsa halay çekerek,sel gelmişse çırpınıp ağlayarak; uzun askerlik yıllarını, savaşları, seferberlikleri bu "yıkılası" damların altında uykusu gelmeyen bir kumru kuşu gibi bekleyerek, kocasının kendisi mi , künyesi mi gelecek bilmeyerek; kendisi geldiği yıldan beri de hep onun yanı sıra yürüyerek; doğurduklarını büyüten, büyüttüklerini uçurup komşu evlere konduran; bir gün bile işten kalmadan, bir gün bile beş dakika fazla uyumadan, bir gün bile beş dakika "hülya" kurmadan, bir gün bile güneşten arkaya kalmadan,köyden dışarı bir kezcik adım atmadan; erkeklerin Yüzbir'de duran otobüslere, minibüslere binerek gittiği kasabaya bir kez bile gitmeden; hep aynı aşları pişirip aynı ekmekleri ederek; azarlanınca susan ,sevince utanan, küsülünce barışmam diye yükünü yücelere yığmadan; şu dağ yelleri gibi kâh esen kâh tozan, günü gününe uymayan Kır Abbas'ın yanı sıra, böyle sabırla, böyle sessiz, geride kalmadan yürüyüp geldi. Gene yürüyor.
İmtihanlar döneminde ilim talibine en güzel ve hoş gelen şey, imtihanda sorumlu olmayacağı ilmi okumalar yapmasıdır. İmtihanda sorumlu olacağı (mühim) ilme karşı içinde bir isteksizlik ve kaçınma durumu hasıl olur. Bu, nefsin hastalığından, ilginin ve hevesin azlığından kaynaklı bir durumdur. Çünkü sorumlu tutulan ilimde mesuliyet yükleme, mecbur
Sayfa 88 - Takdim Yayınları, 42. BaskıKitabı okudu
Reklam
55 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
İnsan hep hayatı öğrenme çabası içerisine girmiştir. Bu kitapta hayatın gizemlerine açılan kapının eşiğinden geçeceksiniz. Her adımda karşınıza çıkacak Aşk’a Dair, Evliliğe Dair, Çocuklara Dair, Vermeye Dair, Yemek ve İçmeye Dair, Çalışmaya Dair, Neşe ve Kedere Dair, Evlere Dair, Elbiselere Dair, Alım ve Satıma Dair, Suç ve Cezaya Dair, Kanunlarımıza Dair, Özgürlüğe Dair, Akıl ve Tutkuya Dair, Istıraba Dair, Kendini Tanımaya Dair, Öğretmeye Dair, Dostluğa Dair, Konuşmaya Dair, Konuşmaya Dair, İyi ve Kötüye Dair, İbadete Dair, Hazza Dair, Güzelliğe Dair, Dine Dair, Ölüme Dair konuları hayat denilen yapbozun birer parçaları… Kitaba gelecek olursak elli dört sayfadan oluşan incecik bir kitap olmasına rağmen içindeki yazılanların anlamı üzerinde düşünecek olursak çoğu kalın kitaplara rağmen daha ağır basar. Bu ağırlık konusu sizlerde okumakta zorlanma gibi bir düşünce içine sevk etmesin zira içerdiği konuların ağırlığından bahsediyorum. Hem felsefi açıdan hem de dini açıdan ele alacağımız bu kitapta El Mustafa adındaki karakter yıllarca kaldığı şehirden ayrılırken ahali tarafından durdurulup kendisine yukarıda bahsettiğim konular hakkında sualler sorulur. Her soru soran konuyla alakalı kendisini bir düşünce içine sokmasını ister. El Mustafa sorulan her soruya yaşamdan, dinden, hayat felsefesinden cevaplar verir. Emin olun ki sizde kitabı okurken bu konulardan kendinize düşen payı alıp düşünceler içerisinde bulacaksınız kendinizi. Okuyucusunda derin analizler bırakacağını düşündüğüm bu kitabı bütün okur severlerin okumasını tavsiye ederim. Keyifli okumalar dilerim.
Ermiş
ErmişHalil Cibran · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202370,2bin okunma
Ridade ile Uğurlu’yu leylaklar tanıştırdı. Ne desek, ne söylesek boş. Gidip bakmak, bakıp görmek gerek. Üsküdar’da topu topu dokuz ahşap evin bulunduğu küçük bir çıkmaz sokak vardır. Bu küçük sokakta pencere kasnakları kavak, gövdesi köknar ağacından iki katlı, cumbalı evler birbiri ardınca yan yana ve karşı karşıya dizilmiştir. Ne hikmetse,
Evlere dair
Gerçekte bedenin rahata düşkünlüğü ruhun tutkusunu öldürür, sonra da onun cenaze alayının ardından sırıtarak yürür.
Reklam
Derviş
Șimdi gül deyince insanın aklına tuhaf şeyler geliyor. Ben mahallede iki tur dolanıp mezarlık duvarından aşınca gül mü kopardım Ayșe'ye vermek için? Değil. Ayşeler çoktur da onlara çiçekçiler de çoktur, benim işim olmaz. Hayatta bi kere çiçek taşımışlığım var, onu da poșete koydum da yürüdüm. Lisede hem de rezillik. Okulun müdürüne
541 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.