Aşktan ve tutkudan daha önemli şeyler vardı bir evlilikte: Karşılıklı hoşgörü, şefkat, anlayış, saygı ve sabır gibi… Ve tabii bir de her evlilikte elzem olan bir başka nitelik: Affedicilik!
Evlilikte en iyi koşulları değerlendirirken, evlilik kurumunda ilk başta refahları gözetilmesi gereken kişilerin, yani çocukların haklarını da unutmamalıyız.
Evlilikte mutlu olmak tamamen bir şans işi. Tarafların yaratılışları ne derece uygun olursa olsun bu mutlu olma şanslarını artırmaz. Hayatı birlikte sürdüreceğin insanın kusurlarını, mümkün olduğunca az bilmek daha iyidir.
Evlilikte yaşanan bütün sıkıntılar, zihnin fonksiyonlarını ve güçlerini doğru dürüst anlayamamaktan kaynaklanır. Karı koca arasındaki sürtüşmeler, iki tarafın da zihin yasasını doğru kullanması halinde ortadan kalkacaktır. İstekleri kesiştiği sürece, bir arada kalabilirler. İlahi ideallerin üzerinde düşünmek, hayatın yasalarını incelemek, ortak bir amaç veya plan üzerinde karşılıklı anlaşmaya varmak ve kişisel özgürlüğün keyfini sürmek; iki kişinin bir araya gelip kendini tek yürek hissettiği, uyumlu, mutlu bir evliliğin yaşanmasını sağlar.
Bir evlilikte erkeğin maddi durumu hiç konuşulmamalıdır; eğer erkek Allah korkusu ile yaşayan biri ise eşini Allah'ın emaneti olarak göreceği için onu koruyacaktır, kendi rahatından çok onun rahatını düşünecektir. Eğer Allah korkusu ile donanmış değilse, hangi servet onu dizginleyebilir ya da hangi servet sürekli elinde kalıcıdır? Akıllı olmaya mecburuz. Erkekte Allah korkusu, İslam'ı dava olarak görme anlayışı aranmalıdır.
Libidosu masturbasyon ya da sapkın cinsel uygulamalar sonucunda normal olmayan durum ve koşullardaki doyumlara alışkanlık geliştirmiş her erkek evlilikte azalmış bir güç sergiler. Benzer önlemlerle bekaretlerini koruyabilmiş olan kadınlar da evlilikteki normal ilişkide kendilerini duyusuz olarak gösterirler. Her iki yanda da azalmış bir aşk yeteneğiyle başlayan bir evlilik başkalarından çok daha çabuk çözülme sürecine girer. Erkeğin düşük gücünün sonucunda kadın doyum bulmaz ve eğitiminden gelen soğukluğa yatkınlığı güçlü bir cinsel deneyimle aşılabilecekken yine de duyusuz kalır. Böyle bir çift çocuk yapmaktan korunmada da sağlıklı çiftlerden daha fazla zorluklar yaşarlar çünkü kocanın azalmış gücü gebelik önlemlerini kullanmaya katlanamaz. Bu karışıklık içinde tüm sıkıntılarının kaynağı olan cinsel ilişkiden kısa sürede vazgeçilir ve bununla da evliliğin temeli terk edilmiş olur.