Evren Erkektir!
Kadına karşıtlık içinde erkek bir güzellik yaratığıdır, çünkü kadından farklı olarak onun bir beyni vardır. Bu da şu anlama gelir: Erkek bilgi kazanmayı arzular.
Sayfa 29 - Öteki Yayınları, Çevirmen: Selçuk Budak
Kadının bireyselliğiyle evren arasında dilmaçlık etmek, kadının olumsal yapaylığına insanî bir değer kazandırmak erkeğe düşecektir. Herhangi bir şeye girişme, eylemde bulunma, savaşma gücünü kendisinden alarak karısını doğrulayan yine erkektir: kadının bütün yapacağı kendini erkeğe teslim etmektir, anlamını erkek verecektir. Buysa, kadın yönünden, alçakgönüllüce kendi benliğinden geçmeyi gerektirmektedir; buna karşılık, erkek gücüyle korunacak, elinden tutanı olacak dolayısıyla başlangıçtaki bırakılmışlığından kurtulacak, gereklilik kazanacaktır. Kendi kovanının ecesi olan, yuvacığında kendi kendisiyle barışık olarak yaşayan, ama erkek aracılığıyla da sınırsız evrene ve zamana doğru sürüklenen eş, ana, evkadını, evlilikte hem yaşama gücünü, hem de yaşamının anlamını bulmaktadır.
Sayfa 48 - Payel YayıneviKitabı okudu
Reklam
Seks ve kutsal bakire-2
Rahibelerin gönüllü ve gönülsüz gidiş gelişleri, manastıra ailesi taralından yerleştirilen rahibelerin herkesçe bilinen hoşnutsuzluğu ve sadece kadınlardan oluşan rahibe manastırı dünyasının tuhaf ve çekici başka bir evren gibi görünmesi göz önüne alındığında, bunları dışarıdan gözlemleyen birçok kişinin, rahibe manastırlarının gizemli
Sayfa 239 - IletişimKitabı okudu
Bedevi,dönüp evrene bakmaz,kendi evren kurgusuna saplanıp kalır. Çocuğun dünyasi ancak kendi dünyasıdır,tanrısı da hep çocukla ilgilenen bir bakıcıdır. Kızar,cezalandırır,affeder,her şeyi onun için düzenler,sevgisine ihtiyaç duyar,korkudan medet umar. Yahudi,tanrısının evreni onun için yarattığına inanır,hıristiyan onun için acı çektiğine,müslüman ise her yaptığını kaydettiğinden emindir. İnsan merkezli bir tanrıdır bu. İnsan tanrısını kendi suretinde yaratır;onun için Ortadoğulu,esmer ve erkektir tanrı.
Evren Erkektir
Olabildiğince kusursuz bir yaşam sürme kapasitesine sahip bu cinsin, bundan vazgeçip, her şeyi böyle bir kusursuzluğa ilgi duymayan kadın cinsine teslim etmesi ne kadar çelişkili!
Üretici erkek oldu­ğundan, ailenin çıkarını toplumun çıkarı doğrultusunda aşan, bütün bi­reyleri kapsayan bir geleceğin kurulmasına yardım ederek topluma yeni bir gelecek hazırlayan odur: aşkınlığı temsil eden erkektir. Kadın, insan türünün devamıyla, yuvanın bakımıyla yükümlüdür, yani içkinliğe adanmıştır. Oysa her İnsanî varlık, aynı anda, hem aşkınlık, hem de içkinliktir; kendini aşabilmesi için sürüp gitmesi, geleceğe doğru atılım yapabilmesi için geçmişi kendine mal etmesi gerekir; başkasıyla alışverişte bulunarak varlığını kendi kendine doğrulamak zorunda­dır. Bu iki an, bütün canlı hareketlerde vardır: erkek için, evlilik işte bu iki anın mutlu bireşimini dile getirir; uğraşında, siyasal yaşamında değişikliği, ilerlemeyi tadar, zaman ve evren içindeki dağılımı hisse­der; bu başıboşluktan bıktı mı, bir yuva kurar, yerleşir, dünyaya demir atar, akşamlan, kadının büyük bir titizlikle sakladığı geçmişin gözü gibi baktığı çocuklarla mobilyaların bulunduğu evine gelip kendini to­parlar. Kadınınsa, o katkısız ve değişmez genelliğiyle yaşamı sürdürmekten, ayakta tutmaktan başka görevi yoktur; o, hiç değişmeyen in­san türünü sürdürür, kapısını bacasını sımsıkı kapadığı yuvanın de­vamıyla günlerin hep aynı tempoda geçmesini sağlar, ne gelecek, ne de evren üstünde dolaysız yoldan etkili olabilmesine izin vardır; ken­dini, toplum doğrultusunda, ancak erkek aracılığıyla aşabilir.
Reklam