Kitap üstkurmaca tekniğiyle yazılmış. Kitapta geçen karakterleri gözlemleyen, duygu ve düşüncelerini biz okurlara bizzat anlatan ana karakterin bakış açısıyla ilerliyor. Yani anlatıcı direkt bize hitap ediyor, bizimle sohbet ediyor. Ayrıca hikaye içinde hikaye anlatarak bizi keskin virajlarla bir kurgudan diğerine geçiriyor.
Perde kalksın ve oyun başlasın.
Elliott bizi bir bara davet ediyor. İkimize içki ısmarlıyor ve tüm yaşananları tek tek bize anlatıyor. Paylaştığı hikaye aslında bir aşk hikayesi. Her ne kadar biri öldürülse de. Ey aşk sen nelere kadirsin diyorum anlattıklarını dinleyerek.
Kitap, "Karakter kaderimizi belirler" sözünden yola çıkarak, aslında insanın kendi kaderini kendi çizdiğini vurguluyor. Farklı bir teknikle yazılmış olmasına rağmen hiç takılmadan, rahat bir şekilde keyif alarak okudum. Kitap bitince de ağzımda hoş bir tad bıraktı. Pastanın üzerindeki ekstra krema da cabası
Ben ne okudum. Sen nasıl güzel bir şeydin böyle. Bir çırpıda bitti. Kadın karaktere bayıldım. Onda,kendimden bir şeyler görmem onu daha çok sevmemi sağladı. Karakterlerin arasındaki kimya,okura fazlasıyla hissettirilmiş. Son zamanlarda en hızlı bitirdiğim kitaptı. Beni adeta Rs’nin kıyısından çekti aldı.
.
Bir düğün için Londra’ya giden Emily
400 syf.
10/10 puan verdi
Ey Aşk sen nelere kadirsin…
Sevmek mi zor, yoksa sevdiğine bağlı kalabilmek mi? Veya yıllar sonra yaptığın bir anlık gaflet nedeniyle hem kendi hayatını hemde sevdiğin kişinin hayatını mahvetmek mi meziyet. Kitap konu itibariyle aşk teması üzerinde dönüyor. İzmir Bozyaka, Kütahya ve İstanbul’u kapsayan bir mekanlar cihetinde sürüklenen hayatlar ve hüzünle biten bir son. Okumak isteyenlerin heyecanını kaçırmamak adına detaya girmek istemiyorum. Yıllar öncesinde okuduğum okulun kütüphanesinden ödünç alarak okuduğum kitabı tekrar okumak istedim. İnsan bazen aynı kitabı bir kaç kez okumalı. Çünkü her okuyuşunda ayrı bir yönünü keşfediyor ve aradan geçen zamanda yaşanmışlıklar kitabı okurken yorumlamada veya yazarın vermek istediği mesajdan başka anlamlar çıkarabiliyorum. Ben severek okudum, Reşat Nuri’nin üslubu güzel, kalemi akıcı… Yalnız benim okuduğum baskıdan mı kaynaklı yoksa genel sorun mu bilemedim ama kitapta çok basım hatası vardı. Velhasıl uzatmadan, eğer naif bir halet-i ruhiye ve ince bir kalbiniz varsa kitap sizi fazlasıyla içine çekecektir.
Ey aşk sen nelere kadirsin!!!
Ey aşk sen nelere kadirsin!!!
Martin Eden ablasının küçük bir odasında kiracı olarak yaşayan, denizde çalışarak yaşamını idame ettirmeye çalışan bir gençtir ve bir gün bir kızla tanışır...Kızı görür görmez ona aşık olur ve yaşamı bu kıza olan aşkı nedeniyle tamamen değişir. Ruth, Martin'den çok farklı bir sınıfa mensuptur ve bu yüzden bir araya gelebilmeleri imkansız gibidir. Martin Eden ise aşkından ayrılmamak için elinden gelen her şeyi yaparak, sınfını yükseltmek uğruna yazar olmak için çabalar ve başarılı da olur. Ancak bu kolay olmaz ve bir sürü zorlukla karşılaşması, çabalaması gerekir. Tabii ki bu yolculukta kendisini destekleyen insanlar bulmak Martin için mümkün olmaz, yine de hayallerinden ve hedefinden vazgeçmez ve büyük bir yazar olmak için çalışmaya devam eder...
Devamını yazmak istemiyorum çünkü kitabın büyüsünü kaçırmak istemiyorum. Kesinlikle okumalısınız ve Martin Eden'ın aşk hikayesinde neler olacağını görmelisiniz!
·
Not rated
TEPEDEKİ EV ÇEMBER /@pusluyayinlari
@pusluyayinlari tarafından basılan ve @muratbulutcember kaleminden biz okurlarla buluşan #tepedekievçember kitabının yorumu ile sizlerleyim bugün arkadaşlar. İlk defa bu yayınevini okuyorum ve yazarın kalemini de. Peki neler mi buldum ?
Kapak Tasarım Yorumu
Kapak Tasarımı resmedilme ahengini taşıyordu bu
Pir-i Lezzet
Pir-i Lezzet...
Okuduğum her yemek tarifinde o anı, o yeri, o hissi, o tadı hissettim. Ey aşk, sen nelere kadirsin. Yazarın da dediği gibi gastronomi ile harmanlanmış, aşk ile tatlandırılmış bir tarih yolculuğu... Siz de okurken kendinizi o saray koridorlarında hissedeceksiniz..
