Nasıl başlayayım içimdeki cümleleri dile getireyim diye derken. Öncelikle kitabı yorumlamadan önce bazı hususları dile getireyim dedim ilk önce....
#Daha önce hiç ama hiç polisiye romanı okumadım. Ama polisiye dizilerini çok izledim. Hiçbir bölümünü kaçırmadım. Mesela; "Arka Sokaklar","Kanıt","Galip
daha önce de belirtildiği üzere kitabın dili çok farklı ve ilk 30-40 sayfada bu farklılığa alışmak gerekiyor ancak sonrasında bırakmak istemeyeceğiniz hatta gündelik hayatta hiç güzel olmadığı halde kullanmak isteyeceğiniz bir dile dönüştüğünü "çakozluyorsunuz". siz yine de bu dili kullanmamaya özen gösterin.
"modern çağın
Sadece bir kere okuyarak Risale-i Nur'dan Sözler kitabını eleştirmek ne haddime ? Aşağıdaki konferansı okursanız şayet, Üstad ve Risale-i Nurlar hakkında genel bir bilgi edinmiş olacaksınız. Kendinize bir şans verin. Bu kitap okuduğunuz kitaplar gibi değildir. Okuyarak zaman kaybetmiş olduğunuz tüm kitaplara lanet okutur,
Bir Genç Kızın Gizli Defteri ve şu anlık son seri.. Ortaokulda kuzenim sayesinde ikinci kitabına başlamıştım, o dönemde kavak yelleri esiyor tabii :)Serra'nın okulu,meslek seçimi, eğitimi, stajı, flört dönemlerini hep ben yaşamış gibi hissetmiştim..Aile bağları da muhteşemdi.Zaman tabii ki kitaba da dokundu Serra 40 lı yaşlarında, genç kız annesi.Tahmin edileceği üzere yine arkadaş grubu aynı.. 11.kitapta Selin'in defterini okudum, bayrağı kızına teslim etmişti.Son kitabı okurken tüm seri gözümün önünden film şeridi gibi geçti.Özgür'le olan o muhteşem aşkları, mutlulukları, kıskançlıkları, kaybedilmişlikler. Kitaba gelecek olursak Selin annesini ikna edip kuzenlerinin yani o hafızalarımıza kazınmış haliyle Çeşme'ye gidiyor, amaann ne maceralar, ne coşkular, kalp krıklıkları, tıp demiş Serra'nın burnundan düşmüş :D
Seri devam etmeli mi ? Bence etmeli Selin'de okusun,evlensin, anne olsun... 9 puan verdim çünkü Serra ve Özgür'e tahminimden de az yer verilmişti..Satırları özleyenler okusun, ey gidi gençlik
Her toplumun geçmişinde acı mı vardır? Her toplumun geçmişinde zalimlik, ihanet, ölüm, öldürmek mi vardır? Evet. Devrim, değişim kansız olmuyor. Her ülkede farklı olan, farklı düşünen, öyle olmak isteyip, istemediği sorulmamış farklı doğan insanlar olmuş, olacaktır. Çok acılar çekilmiş. Çünkü insanoğlu... Çeken de insanoğlu, çektiren de insanoğlu, bugün çekip yarın çektirende insanoğlu...
Anlatımı, hikayesi bir yana. insanı düşünmeye, araştırmaya iten, genç neslin bazı şeylerden haberdar olmasına vesile olacak akıcı bir kitap.
Bir konuşma için Istanbul'a gelen Maximilan Wangler aslında İstanbul'a, karısı Nadia'ya veda için gelmiştir. Üniversitede halkla ilişkiler memuresi olan Maya, hem Nadia hem babaannesi hem de anneannesinin hikayeleri üzerinden toplumların yüz yüze geldikleri ve yüzleşmek zorunda oldukları hikayeleri gün yüzüne çıkarır.
Bazen bu kadar yakın geçmişten neden bizim haberimiz yok diyor insan...Bugün hala bir yerlerde birileri katliama maruz kalıyor. Ey insanoğlu hiç mi değişmedin!
Uzun zamandır bu kadar gülmemiştim. Lise çağlarında çok zeki ama kızlarla pek işi olmayan bir genç bir gün yolda bir kız görür ve saatlerce onu takip eder. Çok geçmeden anlar ki kız kendisi gibi semt insanı değil, Nişantaşı müdavimlerindendir. Fakat kahramanımız ilk defa gerçek aşkı tatmış avare avare mahallesine dönerken bu derdini en yakın arkadaşı olan zıfır, fırlama ve kızlar konusunda uzman Rıfo ya anlatır. Biraz da onun gazıyla kızı aramaya koyulurlar. Yolda yaşadıkları komik macera, gençler hakkında çok ince tespitler zeka ürünü espriler... Halka açık yerlerde okumayın çok dikkat çekiyorsunuz. benden söylemesi :)) Sanırım yeniden okuyacağım.
