Ey sevgili! Hayalin gözümde, ismin dilimde, sarayın kalbimde… Peki ama nereye kayboldun?!. Gözlerim seni arıyor, halbuki gözbebeğimdesin; kalbim seni özlüyor, halbuki bağrımın içindesin. Kaybolup gittin desem kalbim beni doğrulamıyor. Çünkü sen onun içinde bir sır gibi kaldın, hiçbir yere ayrılmadın. Yok, gitmedin, hep yanımdasın desem, gözüm beni yalanlayacak. Şimdi doğru ile yalan arasında şaşkın kalakaldım. Bir kelebek rüyası mıdır gördüğüm? Eğer öyle ise kelebek senden yana kanatlarını çırpıyor. O halde, gönlümdeki yangına şahitlik ederek şu alevlerin içinde gülümseyen, şu gözyaşıma yansıyan hayalin ne vakit kelebeğe hakikat olacak? Ateş ile su arasında kalan hasretim ne vakit dinecek? Neredesin, kiminlesin, n’eylersin bilsem!..
Ruhumun dalgaları, koşup kabarmayınız.
Her damlanız tutuşan göğsüme birer bıçak.
Kalbim bir kayadır ki, neredeyse yıkılacak,
Hayalden köpüklerle kalbimi sarmayınız.
Dümdüz olsam diyorum ve kumlu bir sahili
Yalayan yutan siz de yavaşlasanız.
Bilmediğim yeni bir masala başlasanız,
Çekilse kulağımdan hatıraların dili.
Ey eski günler artık bana yaklaşmayınız,
Ey hayaller, vurmayın kalbimin sert taşına.
Bütün bir hayat bile değmez bir gözyaşına,
Ruhumun dalgaları, köpürüp taşmayınız.
Artık yaşamaktan öte bir seçim kalmıyor bana
Kanımda tortu hâlinde umutlar dolaşıyor
Kalbim,acılarla seyrelen bir elek olarak
Yine kırgın, kimsesiz, dünyayla dalaşıyor.
Yok bana bir durak, bana soluk yok.
Yağmur beni dürtmek için düşüyor saçlarıma
Beynim, değirmenim, soruları öğütenim.
Hep sonunda seni avuçlarıma almak
Kağıt kalem şiir, kağıt
Bir an kayboldun gibi! yaşadım kıyameti
Yoruldun ama buldun ey kalbim emaneti
Yeniden su yürüdü dalıma yaprağıma
Bir bakışın can verdi kurumuş toprağıma
Çiçeğe durdu kalbim içtim parmaklarından
Göz çeşmem suya erdi sevda kaynaklarından
Nerden çıktın karşıma böyle Sitare
Efsaneler dökülüyor gülüşlerinde
Kirpiklerin yüreğime batıyor
Telaşlı bir kalabalığın ortasında
Ayaküstü konuşuyoruz
Nedimin nigehban nergisleri gibi
Üstümüzde bütün nazarlar
Çok utanıyorum Sitare