1. BÖLÜM
SAİD NURSÎ, NUR RİSALELERİ VE İLİM
1.1. SAİD NURSÎ’NİN TAHSİL HAYATI
Risale-i Nur müellifinin tahsil hayatı üç aydan başka mevcut olmadığı halde
(...)10
Evet o zât (Said Nursî) daha hal-i sabavette iken ve hiç tahsil yapmadan
zevahiri kurtarmak üzere üç aylık bir tahsil müddeti içinde ulûm-u evvelîn ve âhîrine
ve ledünniyat ve
hayatım elimden kayarken izledim gözlerini, belki de hayatın anlamsızlığına karşı bir anlamdı gözlerin peki gerçekten huzur bu muydu ey sevgili? ve dışarıda
hafiften esen bir rüzgar, çıldırmak üzere olan bir kadın, yanında üç bilemedin dört elma olan bir çocuk, birden bastıran baş ağrısı, hayattan umudunu kesmiş 20'lerinde bir hayat kadını, aptal bir yayınevinden bir dostoyevski romanı havasında kaotik bir hava, yeni Suriyeden gelmiş 17 yaşında bir kız çocuğununun renkli işlemeli elbisesine gelen hayranlık duyan bakışlar, 42 yaşında tek başına samatyada yaşayan aptal bir yazarın boktan zihninde bunlar varken, televizyonda enflasyonla mücadele için bir ekonomistin kahrolsun küreselleşme ve kapitalizm sözleri...
Ey Utu! Güneş Tanrısı, sen göğün ortasında görününce
Senin sevgili idarecin "adalet" sana eşlik etsin!
"hak" senin sağında dursun!
"adalet" senin solunda dursun!
Yukarıdan aşağıya kadar memleketin adaletini yürüten yüksek yargıç,
Karabaşlıların babası olan Utu! Ey Güneş Tanrısı!
Ey zavallı milletim dinle! (Durur.) Şu anda, seni kurtarmak için toplanmış bulunuyoruz. Çünkü ey milletim, senin hakkında, az gelişmiştir, geri kalmıştır gibi söylentiler dolaşıyor. Ey sevgili milletim! Neden böyle yapıyorsun? Neden az gelişiyorsun? Niçin bizden geri kalıyorsun? Bizler bu kadar çok gelişirken geri kaldığın için hiç utanmıyor musun? Hiç düşünmüyor musun ki, sen neden geri kalıyorsun diye durmadan düşünmek yüzünden, biz de istediğimiz kadar ilerleyemiyoruz. Bu milletin hali ne olacak diye hayatı kendimize zehir ediyoruz. Fakir fukaranın hayatını anlatan zengin yazarlarımıza gece kulüplerinde içtikleri viskileri zehir oluyor. Zengin takımının hayatını gözlerimizin önüne sermeye çalışan meteliksiz yazarlarımız da aslında şu fakir milleti düşündükleri için, küçük meyhanelerinde ağız tadıyla içemiyorlar. Ey şu fakir milletim! Aslında seni anlatmıyoruz. Sefil ruhlarımızın korkak karanlığını anlatıyoruz. İşte onun için sana yanaşamıyoruz. Senin yanında bir sığıntı gibi yaşıyoruz. Hiç utanmıyor muyuz? Hiç utanmıyoruz.
"Ey özgürlük!
Seni seviyorum.
Sana muhtacım.
Sana aşığım.
Sensiz yaşam zordur.
Sensiz bende yokum.
Varım, ama ben yokum.
Yani o var olan ben değilim.
Ben, sensiz boş, anlamsız, şaşkın, avare, ümitsiz, kalpsiz,
ışıksız, tatsız, beklentisiz, intizarsız, beyhude yani bir hiç olacağım.
Ey özgürlük!
Senin sevgi, dostluk ve şefkatinle
Muhyiddin İbni Arabi Hazretleri, 70 bin Kelime-i Tevhid çekmiş, fakat sevabını hiç kimsenin ruhuna bağışlayıp hediye etmemişti. Duası edilmemiş öyle bekliyormuş. Bu muhterem zat, bir gün bir ziyafette yemek yerken, hâl ve keşif ehli, irfan sahibi bir gencin, elini yemeğe götürür götürmez ağlamaya başladığını görmüş. O gence : “Ne oldu, bir derdin mi var? Hasta mısın, bir yerlerin mi ağrıyor?” falan diyenlere genç: “Cehennemi gördüm Annemin orada azap çektiğini gördüm, görüyorum onun için ağlıyorum” diye cevab vermiş.Allah (CC) dostu okuduğu Kelime-i Tevhid'in sevabını hemen bağışlamış: “Ya Rabbi (CC) Biliyorsun ki, Tevhid kelimesini (Lâilâheillallah) cümlesini 70 bin kere okudum. İşte onun sevabını bu çocuğun annesini ruhuna azabtan kurtulması için hediye ediyorum” diye hediye etmiş.Allah(CC) Hzleri’nin sevgili kulu bu hediyeyi eder etmez, çocuk gülümsemiş ve “Annem cehennemden kurtuldu” diye sevinmiş. Ve yemek yemeye başlamış.Allah (CC) dostu bu muhterem zat: “70 bin Kelime-i tevhid'i okuyan ve okuyup başkasına hediye edildiği takdirde cehennem azabından kuruluşa sebep olur” Hadis-i Şerifi aklıma geldi ve okudum ve Hadis'in doğruluğunu kendi gözlerimle gördüm” demişti.
Ey Hak yolcusu kardeş Kelime-i Tevhid okuyan cennete girecek ve Allah (CC) Hzleri’nin lütfuna erecektir .70 bin Kelime-i Tevhid okumak Allah (CC) Hzleri’nin dostu ve ehli olan muhteremlerce malumdur .Hatta halkımız arasında 70 bin Kelime-i Tevhid okumak meşhurdur
Nurlu ÖğütlerMuhyiddin İbn Arabi · Şadırvan Yayınları · 2010166 okunma
Dinle ey sevgili ahuzarımı,
Etme ama şikayet.
Sorma neden diye,
Sensin bu hale gelmeme sebep.
Feryat ettirdin,
Eylettin minnet.
Gönül yine de
Senden umuyor medet.
Aşk dediğin beklemektir Ey Sevgili!
Kays gibi Mecnun olana kadar, Hz.
Yakup gibi aydınlığa hasret kalana
kadar beklemek bekleye bekleye
gözden olmak, sözden olmaktır.
Ve beklemek dünyanın en asil eylemidir,
eğer beklenene değecekse. Bilesin!