Esra Yanık

Saatin kaç olduğunu bilmediği için, zaman da mekan kadar karanlıktı ve onda güne ait zahmetlerin planını yapmak cesaretini azaltıyordu.
Reklam
Belki ruhun mahrem ürperişlerinin kelimelerden ziyade sese, bakışlara ve tavırlara vurması, onlara düre(süre) içinde, lügat manalarına sığmayacak kadar sayısız yorumlanma imkanları veren serbest uzanışlarının, bakış veya tavır gibi hareketli ifade vasıtalarında canlı manalarının şartı haline gelen kımıldanışı ve düreyi bulabilmelerindendi.
Her nöbet sonrası ben
Yatağın kenarına oturdu. Soyunamayacak kadar yorgundu, fakat uykusu yoktu. Bir müddet kımıldamadı.

Reader Follow Recommendations

See All
Koruk yeşili gözlerinden ekşi bir ruh sızan bu ihtiyar…
Fakat küllî kanunların tazyikinden feryad eden ferdlere, inayat-ı hâssa ve imdadat-ı hususiye ile ve ihsanat-ı mahsusa ile Rahmanürrahîm her bîçarenin imdadına yetişebilir. Dertlerine derman yetiştirir. Fakat o ferdin hevesiyle değil, hakikî menfaatıyla yardım eder. Bazan, dünyada istediği bir cama mukabil, âhirette bir elmas verir.
Reklam
272 syf.
7/10 puan verdi
Seksen Günde Dünya Gezisi
Seksen Günde Dünya GezisiJules Verne
8.4/10 · 19.7k reads
-Her halükarda, sizin gibi bir insan yoksulluk içinde yaşayamaz, diye devam etti Bayan Aouda. Dostlarınız… -Dostum yoktur, hanımefendi. -Yakınlarınız… -Yakınım da yoktur. -Öyleyse acırım size. Bay Fogg, kimsesizlik üzücü bir şeydir. Acılarınızı paylaşacak kimseniz yok demek! Oysa yoksulluğun elbirliğiyle daha kolay yenildiğini söylerler!
Acaba içinde, dizginlendikleri için, son anda bomba gibi patlayan o korkunç öfkelerden biri mi vardı?
99 syf.
7/10 puan verdi
Aramızdaki En Kısa Mesafe
Aramızdaki En Kısa MesafeBarış Bıçakçı
7.5/10 · 3,410 reads
… çünkü hiçbir şey göründüğü, hatta yaşandığı gibi değil. Her şey hatırlandığı gibi.
Reklam
Onlara baktım, kardeşlerime. Ellerine, yüzlerine. Yoktan yere bir uzaklık, bir engel aramızda. Birbirimize, birlikte yaşadığımız onca şeyi aşıp yaklaşamayacakmışız gibi; ama öyle de yakınız ki, kapı kapandığında üçümüzün birden eli sıkışıyor.
Günlerimin nasıl geçtiğini sordu. Anlattım. Coşkuyla anlattım ve coşkulu olduğum için utanmadım. Babam da, gözlerinin içi pırıl pırıl, dinledi. Bana ikimiz aynı insanmışız gibi baktı. Ben onun devamıymışım gibi. O zaman algılarımın kökenini anladım. Günlerdir gördüğüm her şeye karışan şiirin kaynağını anladım.
İkinci mola yerinde evi aradım. Gece geç bir saatte varacağımı söyledim. “Ben zaten geç yatıyorum,” dedi babam.
Yol boyu salaşlar gördüm. Köprülerden geçtim. Bir nehrin uykusu geldi de kıvrılıp uyudu hava kararınca.
Dalgaların dili olmalı, diye düşündüm kıyıya indiğimde, elmaşekeri gibi yalıyorlardı adayı.
1,069 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.