Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yaşamaya devam edecek olansa, en öz varlıklarının monogramı, bir yapıt, bir eylem, nadir bir aydınlanma, bir yaratıdır: yaşayacaktır, çünkü, sonraki kuşaklardan hiçbiri ondan vazgeçemez. Bu en yüce ün biçimi, Schopenhauer'in adlandırdığı gibi kendimizi sevmemizin en tatlı lokmasından daha fazla bir şeydir; tüm zamanların en büyüklerinin birbirleriyle ilişkili olduklarına ve sürekliliklerine duyulan inançtır, kuşakların değişmesine ve ölümlülüğe karşı bir protestodur.
Aksiyonsuz vizyon halüsinasyondur.
Herkes kitap alır ancak,okuyan azdır. Herkes gelişmek ister ancak, acıyı kabullenen azdır. Herkes mutluluk ister ancak,değişimi kabullenen azdır. Eylem olmadan niyet bir şey ifade etmez. İlerleme, niyetleriniz ve eylemleriniz aynı şey olduğunda gerçekleşir.
Reklam
Hele kadınların çoğunlukla pek sakin olduklarına inanılır, ama kadınlar da tıpkı erkekler gibi duygu sahibidir. Erkekler gibi onlar da zekalarını, yeteneklerini işletmek için bir uğraş, eylem alanına gereksinme duyarlar. Üzerlerindeki baskı pek ağır, sürdürdükleri yaşam pek durgun olursa acı duyarlar bundan, zarar görürler.
Sayfa 155 - Can YayınlarıKitabı okudu
“Size göre hangisi önce gelir istek mi, eylem mi? İstek dediyseniz, harika, mantıklı bir seçim yaptınız. Ne yazık ki, yanıldınız. İstek değil, eylem önce gelir. Hızlanmak için çaba harcamalısınız. Sonra motive olmaya başlayacaksınız ve sular kendiliğinden akmaya başlayacak.”
O kadarr
Nazım Hikmet: “ Gidiyor musun Piraye?” Piraye: “Evet gidiyorum.” Nazım Hikmet: “Sen gitmekle eylem yaparsın. Ben unutmakla devrim yaparım..”
Talih ne kadar güleryüz gösterirse göstersin, ömürlerinin son günü geçmeden insanlar mutlu saymamalı kendilerini; çünkü insan hayatı kararsız, değişkendir; ufacık bir eylem yüzünden bir durumdan başka bir duruma geçiverir
Reklam
"Ben alçakça elde edilmiş rahatlık öğretisini değil, eylem dolu hayat öğretisini, zorlukları yenme, çaba gösterme, çalışma, emek verme öğretisini savunmak istiyorum..."
Sayfa 175 - Adam Yayınları 1. Basım 1985 Çeviren: Oya DalgıçKitabı okudu
Her şeyi görmeye çalışan insanın ümitsizliği, her çeşit insanı karanlık çabalar içinde görmenin verdigi bezginlik, zavallı karanlık insanların devrimlere yapışarak doğrulmaya çalışması, sefalet içinde öğrenciler, eylem dışında hiç tutunacak bilgi-görgü-sevgi vb: dalları olmayan ümitsiz gençler, bu arada toplumun 'crazeleri: televizyon, seks fotbol araba, kat, deniz kıyısı,gençlerin bölünüşü eylemciler ve hippi kılıklı züppeler tüketim sanayinin dört nala gelişi, reklamlar, tüccarın birikim endişesi, miskin ve ruhsuz hocalar, öğrencinin başına geçerek büyük adamlık komplekslerini tatmine çalışan hocalar, Demireller ve onlar gibiler küçük aydının moralist çabası, Ecevit, burjuva aydının ezilişi, esnaf ilerici yazarlar sevgi propagandası yapan nefret dolu insanlar.
"Onlar gösterişte bulunurlar" (107/Ma'ûn, 6)
ayetinde "gösterişte bulunurlar" ifadesi, "insanlara karşı içlerinde bulun- mayan şeyle hareket ederler", yani "gerçek yüzlerinin aksini gösterirler" manasındadır. Burada niyet önemli bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. İhlaslı eylemin tersine gösterişli eylem niyetle uygunluk arzetmez. Gösterişçi niyetini taşımadığı halde bir davranışı yapıyor görünür. Diyebiliriz ki gösterişte, icra edilen davranış, insanın gerçek niyetine kısmen veya tamamen terstir. Bu bağlamda gösterişin içten pazarlıklılık olduğu söylenebilir. Nitekim bir hadîste niyet-amel ilişkisi bağlamında mü'minle münafığın farkı ortaya konulmaktadır: "Mü'minin niyeti, amelinden, münafığın ameli ise niyetinden hayırlıdır." (A.e., c. 4, s. 291 (Taberání, Mu'cemu'l-Kebir'den)
Sayfa 32 - Ark KitapKitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.