Dil derdini gamunla dil-efgâr olan bilür
Bîmâr hâlini yine bîmâr olan bilür
( Gönül derdini gönlü yaralı âşık bilir. Hasta hâlini yine hasta olan bilir.)
Gün gelir âşığın sabrı da taşar ve içinde bulunduğu durumu, çektiği sıkıntıları, eza ve eziyetleri sevgiliye anlatmak ister. Onun beklediği belki de bir tatlı sözdür. Ama ne zaman halini anlatacak olsa sevgili tarafından paylanır ve halini şikâyet etmekle suçlanır.
Hâtırından ne çabuk çıkmış o mest-i nâzın
Yan yatıp na’re atıp ref’i hicâb ettiğmiz
O nazlı sevgilinin zihninden yan yatıp nara atıp utanmayı bıraktığımız ne
çabuk çıkmış?
Âşık her şeyden önce utanma ve arlanma duygusunu hiçe sayan kişidir. Âşık
namus u ar şişesini taşa çalmıştırÂşık bütün bunları aşkından dolayı yapar, yaptığı taşkınlıklar bile sevgilinin
aşkını kalbinde taşıdığından ve belli bir zaman sonra bu aşkın kalbine ve gönlüne
sığmamasındandır.