Ezgi

Gerçekten, şu yaşam nasıl bir şeydir ki hepimiz onun, durmadan savaşan, bazen üzüntülü, bazen neşeli hizmetçileriyiz!
Reklam
Hayvanlar bizimle aynı algılara sahip değillerdir. Dolayısıyla aynı gerçekliği paylaşmazlar. O zaman hangi gerçeklik "gerçek"tir? Bizimki mi? Köpeğinki mi ? Kuşunki mi? Sineğinki mi? Cevap "gerçek" bir gerçekliğin olmadığıdır. Gerçeklik kendimizi o anda bulduğumuz yerdir ve sandığımız kadar katı ve kesin değildir.
"Bu çağlardır böyledir. Sessiz olanlar eleştirilir. Çok konuşanlar eleştirilir. Dünyada eleştiriden kaçabilen yoktur. Tamamen eleştirilen ve tamamen onaylanan asla olmamıştır, olmayacaktır ve şu anda da yoktur." Shakyamuni Buda bunu 25000 yıldan uzun süre önce söylemiştir; ama bazı şeyler asla değişmez.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Hiçbir parçanızı reddetmeksizin bu parçalardan bazılarının ne kadar utanç verici ya da acı verici olduğunun farkına varmak... bu kolay bir iş değildir. Çoğumuzun yapageldiği şey hayatlarımızı nahoş duygulardan kaçınacak şekilde düzenlemek,kendimizi iyi ve güvende hissettireceğini düşündüğümüz şeylere yapışmaktır. Alışılmış bakış açısıyla bu çok mantıklıdır. Ancak, dolaysız deneyimimize bağlı kalmak ve yaşamın geçiciliğine açık olma yönünden bakıldığında, bu strateji bindiğimiz dalı kesmektir ve takılıp kalmamıza neden olan şey tam da budur.
Biz insanlar kendimizi daima doğal dünyadan ayırıyoruz. Diğer hayvanları ve canlı varlıkları “doğa” olarak sınıflandırıp kendimizden ayırıyor ve sanki ondan ayrıymışız gibi davranıyoruz. Sonra “Doğaya nasıl davranmalıyız?” diye soruyoruz. Doğaya kendimize nasıl davranıyorsak öyle davranmalıyız. Şiddetten kaçınarak. İnsan ve doğa ayrılmazdır.
Sayfa 46 - SineksekizKitabı okudu