Yazarımız Hüsnü Arkan'ı birçok kitabı yanı sıra Yalnızlık Ezgisi ve Ezginin Günlüğü gibi müzikle olan ilişkisinden de tanıyor olabilirsiniz. Benimse ilk tanışmam Uyku adlı kitabıyla oldu, iyi ki de tanışmışız.
Kitap, sıradan; fanusta bir hayat süren ve etrafını anlamlandırmaya çalışan Müdür Bey'in, Voltaire'in Candide kitabına atıfta bulunarak Pangloss Karşıtları adı verilen bir örgütün internet sitesiyle karşılaşıp oraya rüyalarını yazmasıyla başlıyor. Pangloss Karşıtları ile olan ilişkisi ve rüyaları sebebiyle tutuklanan Müdür Bey on altı yıl uyumaya mahkum ediliyor.
Öyküler içinde kullanılan kaba kelimeler eğer hikaye içinde yedirilemezse beni rahatsız ediyor. Nitekim bu kitapta da muhteşem bir anlatım dili varken yer yer metne giren bazı kelimelerin kitabın inceliğini bozduğunu düşünüyorum. Bunun dışında kendince bir hüzne sahip, farklı, okunmaya kesinlikle değen, yaşamak hakkında bir kitap Uyku.
'Pencerem simsiyahtı. Ben her şeyi görüyordum; onlar beni görmüyorlardı.' (sayfa 52)
'Bilmiyorum, evet... Bilmedikçe yüklerimden kurtulduğumu hissediyorum. Hafifliyorum, kanatlarım çıkıyor; uçmaya hazırlanıyorum.' (sayfa 208)