Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bu kadına karşı oluşmuş toplumsal yargıyı yok sayıp onu hem zorunlu hem de dar bir düzenin bekçisi olarak yetkiye sahip ahlaki normun sınırları üzerine koymanın ne kadar tehlikeli olduğunu söyledim size; şunu da ekleyeyim, dizginsiz bir duygunun keskin, temel yüceliği altında ezilen zayıf taraftır ve bu sebeple sizden dikkatli ve kendinize karşı hoşgörülü olmanızı rica ediyorum.
Sayfa 32 - DK
Peygamberler Ve Toplum
Çünkü bütün peygamberler toplumun içinde ezilen ve zayıf düşürülen insanları yerden kaldırmak, yere düşen insanlığın onurunu yeniden layık olduğu yere çıkarmak için gönderilmişlerdi.
Sayfa 31 - Mus'ab b. UmeyrKitabı okuyor
Reklam
394 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Ezilen Nelli ve Merhamet Dolu İvan
Yazar İvan Petroviç (Vanya) bir gün garip ve yalnız bir yaşlı adama denk gelir ve adam öldükten sonra onun boşalan evine yerleşir. Sonra da bu adamın torunu Nelli'yle (Yelena) yolları kesişir. Nelli zapzavallı bir küçük kızdır. İvan'ın merhametini çeker. İvan ona annesi gibi bakmaya başlar. Kitap boyunca Nelli'nin geçmişini
Ezilenler
EzilenlerFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202218,6bin okunma
“Daralmış, ufalmış, çekmiş bir kazağa dönmüş, güdük kalmış ruhum. Ezilen ruhum bu koca başkentin içinde kocaman bir sürahinin dibini bile doldurmayan birkaç damla su gibi kalıyor.”
Benim milliyetçiliğim ,Nazilerin,faşistlerin, Turancıların başka ırkları aşağı görüp onlara tahakküm hakkını kendinde gören , yani üstün bir ırk fikri değil de ;her yerde görülen , ezilen ve perişan olan bir milletimi zulümden kurtarmayı hedefleyen bir milliyetçilikti.
Muammer Kaddafi ve Saddam Hüseyin gibi devlet başkanlarını değerlendirirken, "Onlar gitti, ülkeleri mahvoldu. Onlar varken, problem yoktu" şeklinde bir yorum türü mevcut. Bu bakış açısı, sonrasındaki gelişmelerin fenalığına bakarak, öncesinin "mutlak güzel" olduğunu varsayan basit bir ezber aslında. Tarihteki her gelişmenin, kendi içinde sıkı sıkıya bazı kurallara bağlı, şaşmaz bir sebep-sonuç zinciri içinde gerçekleştiğini hiç unutmadan, şunu söylemek daha makul görünüyor: Kaddafi ve Saddam gibiler, zaman zaman açılıp biriken suyu azaltmakla görevli olduğu halde hiç açılmayan ve damla bile sızdırmayan baraj kapakları gibidirler. Barajın arkasındaki su birikir, birikir... Ve sonunda o kuvvetli basınçla duvar patlar, her yer sele boğulur. Diktatörlerin başına buyruk yönetim tarzları ve halklarına muamelelerindeki acımasızlık (örneğin, baskı ve zulüm öylesine yoğunlaşır ki, ezilen kitleler "Biri bizi kurtarsın, kim olduğu önemli değil!" diyecek hale gelir), onların trajik akıbetlerini kaçınılmaz hale getirir. Dolayısıyla, kendilerinden sonra yaşanan karmaşa ve kaosta, iktidardayken attıkları bazı adımların ve ihmal ettikleri şeylerin direkt sonuçlarını görmek mümkündür. Bu acıklı manzaraya bakınca, Ortadoğu halkları açısından sorulacak soru ise şu: Diktatör yumruğu, işgalci çizmesi veya iç savaş dışında, dördüncü bir yol yok mu? Veya, bu dördüncü yola kafa yoranlar, bunun için dikkatle ve sabırla çalışanlar var mı?
Ketebe
Reklam
Çoğunun ortak özelliği, bu ilişkilerde bekleyen, üzülen, ezilen, aldatılan, terk edilen rolünün çoğu kez kadına düşmesi... Erkeğin ise yine çoğunlukla giden, bıkan, ezen, aldatan, terk eden rolünü oynaması...
Sayfa 11 - Can YayınlarıKitabı okudu
Kalbimin etrafında mütemadiyen sıkışıp ezilen bir şey var gibiydi.
"Eminiz ki bu aşağılık şehirdeki en masum kişiler halkın katilleri tarafından ezilen, zindana atılanlardır; nedamet gözyaşlarına şüpheyle bakıyoruz. Hiçbir şey ciddiyetimizin silahını indiremez."
Sayfa 61 - Can Yayınları
Kaderin baskısı altında ezilen daha niceleri uğradıkları haksızlığın üstüne üstüne gitmekten acı bir zevk duyarlar.
Sayfa 314Kitabı okudu
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.