Destanları ancak kahramanlar yazar. Çünkü onlar, vazifenin bittiği yerde ölümü göze alarak çalışmaya devam ettikleri için birer kahraman olmuşlardır... Tıpkı "Çöl Kaplanı" Ömer Fahreddin Paşa gibi...
Fahreddin Paşa:
”Bu diplomatlık ve riya aleminde doğrusu bir zevk bulmadım. Hayat-ı sabıka-i askeriyemi her zaman yad ediyorum.”
Sayfa 403 - Yağmur YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Şerif Hüseyin, isyan hazırlığına fiilen 1916 yılı Mayıs başlarında girişmiş ve Galip Paşa (Pasiner)’ın gözleri önünde tam iki ay bu hazırlığı sürdürerek ancak temmuz başında silahlarını patlatıp Mekke’yi, Cidde’yi ve daha sonra da Taif’i kolaylıkla ele geçirmiştir.
Sayfa 398 - Yağmur YayınlarıKitabı okudu
Ragıp Şeyhi Hüseyin Mübir; Şerif Hüseyin’in isyan teklifini kabul etmemiş ve bunu Türk makamlarına haber vermişti. Medine Müdafilerine yiyecek ve para yardımı yapmış ve bir kez de 5000 altın vermişti. Büyük Şammar kabilesinin başı İbni Reşid, Türklere sadık olup Medine’ye ve demiryol postalarına yiyecek yardımı yapıyordu. Bu iki soylu Arap Emiri ve Şeyhi, alçakçasına öldürüldüler.
Sayfa 396 - Yağmur YayınlarıKitabı okudu
Bazı askeri düşünür ve yazarların esaslı tetkiklere dayanmayan haksız iddiaları gibi Fahreddin Paşa, sadece dini, manevi ve hissi tesirler ve siyasi gayretler altında hareket ederek, Medine’yi savunmamıştır. Askeri stratejik maksatları da göz önünde tutmuştur.
Sayfa 396 - Yağmur YayınlarıKitabı okudu
Cemal Paşa:
”Ben bu müracaatın benim elimden kaçmak maksadına dayandığını anlamış olmakla beraber, mademki bir kere Şerif Hüseyin ve oğulları tarafından aldatılmaya başlamıştım, bu aldanmakta nihayete kadar gitmeyi tercih ediyordum.”
Sayfa 386 - Yağmur YayınlarıKitabı okudu
Reklam
807 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.