— (...) Hakikat şu, değil mi aziz dostum, biraz refaha kavuşunca eski dünyanız içinizde tepmeğe başladı. Fedakârlığı lüzumsuz ve fazla buluyorsunuz!
— Hayır, sadece eski hâlime hasret çekiyorum...
— Dönünüz! Hasretini çekiyorsanız, dönünüz!
Sonra birdenbire sesi değişti:
— Amma, dönemezsiniz. Demin hesap ettiniz. Bir an içinizden geçeni
Yine aynı mesele. (...) Daha doğrusu hep aynı mesele! Aziz dostum, siz şifa kabul etmez bir gayrimemnunsunuz... Bu işlerde bilmek ikinci derecede kalır. Yapmak vardır, sadece yapmak! (...) Bilgi bizi geciktirir. Zaten ne sonu, ne de gayesi vardır. Mesele yapmak ve yaratmaktadır. Bilselerdi, bilselerdi... Fakat bilselerdi bunu yapamazlardı. Bu heyecana, bu icada, bu kendiliğinden bulmağa erişemezlerdi. Bilgileri buna mâni olurdu. (...) Çünkü yaratmak, yaşamanın ta kendisidir. Biz yaşayan, yaşamayı tercih eden insanlarız. Siz istediğiniz kadar somurtun!
Dostum, sen hem iyi, hem tedbirli hem de bilgesin; sen mükemmelsin ve ben de, seninle bilgece ve tedbirli konuşmalıyım. Ve ben ise deliyim. Fakat deliliğimi saklamalıyım maskemin ardına. Ben tek başıma deli olurum..
İHTİYAR
Ah dostum! Yunanlarda ve Romalılarda, çöküş dönemlerinde bile, dönemin büyükleri erdeme saygı duyardı, fakat bizim toplumumuzda, halkın içinden çıkıp da isim sahibi olmuş birçoklarından soylu bir ailenin himayesi ne girebilmiş bir kişi bile duymadım. Erdem, krallarımız istisna olmak kaydıyla, Fransa'da ilelebet avama ait olmaya mahkum edilmiş durumda. Dediğim gibi, erdemin onurlandırıldığı bir donem vardı fakat erdemli olanlar için ayrılmış olan o yüksek pozisyonlara günümüzde yalnızca parası olanlar ulaşabilir.
Hayatı yeni çizgiler üzerinde yeniden oluşturmalıyım; tamamen bana ait bir hayat gerçek ve yeni bir hayat. Kendimden başka yoldaşım dostum yok. Yükselirken dengemi kaybedip elimi uzatırsam tutacak kimse yok. Dünya seslerle dolu fakat bunlar birlikte öğlen ve akşam yemekleri yediğim ve benim için artık anlam ifade etmeyen müjdelerden ibaret.
Düşünüyordum: Gidersem istikbalimi kaybedecektim, fakat durursam aklımı...
Yalnız kaldığım günlerde benim yegâne dostum olan aklımı... Her şeyden fazla sevip beğendiğim akılcağızımı!