Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku / 2014
+Beni niye bırakıp gittin Müzeyyen -Elimde değildi . Kendime engel olamadım. -Diyelim ki gitmedim. Seninle beraber olmaya devam ettik. Ne değişecekti? + Sevişirdik. - Başka? + Sabahları beraber uyanırdık. Ben senden önce kalkardım. Senin uyuyuşunu izlerdim, sonra sen uyanırdın. Bana gülümserdin. Sonra, sabahları çayı tek şekerli içtiğini, günün diğer saatlerinde şekersiz içtiğini biliyor olurdum, o ilk şekeri ben atardım çayına, zarifçe eritişini izlerdim. Sonra, en çok boynundan öpülmeyi sevdiğini biliyor olurdum. Sonra dışarı çıkardık. Dışarda yağmur yağıyor olurdu. Biz şemsiyeyi almazdık. Sırılsıklam olurduk. Sonra sen bana sokulurdun. Ama saçağın altına hiç girmezdik. Sonra sen üşütürdün. Ayakların buz gibi olurdu. Ben sana en sevdiğin o mavi çoraplarını getirirdim. Sonra bayramları babaannenin mezarını ziyarete giderdik. Hayatta en sevdiğin kadın için ağlayışını izlerdim senin. Hiçbir şey yapmazdım, gözyaşlarını silmezdim, seni teselli etmezdim. Orada öylece ağlayışını izlerdim. Başka insanların mezarlarının arasında dolaşarak, hayatın ne kadar şahane bir şey olduğunu düşünürdüm. Sonra.. sonra hiçbir şey yapmazdık. Öylece otururduk. Çok bilinmeyenli bu sorunun yanıtını arardık. Hayat bizi yalancı çıkarana dek, bulduğumuz cevapları doğru sanırdık. - Ne dersin bir çay daha içelim mi? + Ben daha fazla çay içmek istemiyorum.” m.youtube.com/watch?v=T0kElSX...
Öneri
"Fakat müzeyyen bu derin bir tutku" kitabımı bitirmeme az kaldı o sularda yüzen güçlü bi yazardan aşk hisli bi eser önerir misiniz?
Reklam
Ne kadar çok ayrılık, o kadar hazırsın ölüm acısına" Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
"İnsanlar git gide birbirine benziyor. Mutsuzlukları aynı, mutlulukları aynı, dış görünüşleri bile aynı. İlhami Algör’ün Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku kitabında dediği gibi, ‘benzerliği anlayabilirdim ama bu tıpatıp aynılıkta beni tedirgin eden bir şeyler var."
1.000 öğeden 971 ile 980 arasındakiler gösteriliyor.