Endülüs tarihçilerinden Makkarîde geçen bir hadise, Kurtuba halkının kitaba verdiği önemi göstermesi bakımından dikkat çekicidir:
"Kurtubalı âlimlerden Hadravî, bir gün Kurtuba kitap pazarına giderek aradığı değerli bir kitabın bulunup bulunmadığını kontrol eder. Birden aradığı kitabın en güzel hattı ve cildiyle açık artırmaya sunulduğunu görür. Buna çok sevinir ve açık artırmaya katılır. Ancak bir kişi değerini o kadar artırmıştır ki, Hadravî kitabı almaktan vazgeçer ve o şahsa giderek, 'Ey değerli fakih! Bu iş, kitabın değerini kat kat geçti, ben onu sana bırakıyorum' der. Bunun üzerine o şahıs, 'Ben âlim falan değilim ama varlıklı birisiyim. Kitabın hattı ve cildiyle değerli olduğunu anlayınca kütüphaneme almak istedim' diye cevap verir."
Sayfa 59 - Derin Tarih, Tarih Okuyan Şaşırmaz, 2022, Özel Sayı Endülüs, Genel Yayın Yönetmeni Taha Kılınç, Ketebe Kitap ve Dergi Yayıncılığı, Özel Sayı 22 Endülüs, Albayrak MedyaKitabı okuyor
“Sinânûddîn Fakih Yusuf Paşa, devlet hizmetine girdikten sonra devlet kademelerinde yükselerek veziriazamlık makamına kadar gelmiştir. Başvezirliğe geliş tarihi 1349 olup, kesintisiz olarak 1364’e kadar bu görevde kalmıştır. Osmanlı tarihi boyunca bu mevkide en uzun süre kalmayı başaran ender sadrazamlardandır. Böylelikle Yusuf Paşa, Orhan Gazi’nin son, I. Murad’ın ilk ve en önemli vezirlerinden biri oldu.”
Sayfa 92 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Hz. Peygamber'in "Allah bir kuluna iyilik dilemişse, onu dinde fakih (anlayışlı) kılar ve kendisine nefsinin eksikliklerini gösterir, dünyanın hastalık ve ilaçlarını ona öğretir."
Hepimizin Tanrısı bir değil miydi, ha camide yakarmışım ha kilisede, ne fark edecekti!
Ha Almanca yakaracaktım "Kızımı bana geri getir" diye ha Arapça, o da ne fark edecekti!
Yalvardım. Çok yalvardım.
Beyrut ,kızınla sarılan anne kokuyor.
Beni görmeden öldün! Seni görmeden öleceğim!
Sayfa 173Kitabı okudu
Dursun Fakih:
"Herkes bilir ki, biz şan peşinde değil, ila-yı kelimetullah davasında ve devlet peşindeyiz."
Karaca-Hisar'ın Zaptı ve İlk Kadı Ataması: "Dursun Fakih"
“Allah'ın izni ve yardımı ile Karaca-Hisar'ı fetheyledik. Bu, hedefe doğru atılmış en büyük adımdır. Devlete giden yolun ışığı önümüzde parlamaktadır. Hamd olsun ki Söğüt'e geldiğimiz gibi değiliz. Artık kaleleri töreyle idare edemeyiz. Bu yüzden şeriatın hükümlerini tatbik edecek bir kadı ve Karaca-Hisar'ın inzibatını temin için bir muhafızla bir miktar da asker bırakmak istiyoruz. Dursun Fakıh kardaşımıza Karaca-Hisar hatipliği ve kadılığını münasip gördük. (Hacı Kalfa, Cihannüma, s. 677; Neşri, yaprak 37.)
İstanbul'un Fethi
Feth-i Mübîn'in 571'inci yıldönümünde, 7'nci Osmanlı pâdişâhımız Sultan 2. Mehmed (Fâtih Sultan Mehmed) Hân'ı ve şanlı ecdâdımızı sevgi, saygı ve rahmetle yâd ediyoruz. (29 Mayıs 1453) Cenab-ı Allâh (ﷻ) cümlesinin mekânını Cennet eylesin İnşâallâh...
ŞİİR - İSTANBUL
İstanbul; “Yedi tepe”, yedi veren gül gibi,
İstanbul;