Ömür dediğin iki nefes arası. Çektiğin ilk nefesle birlikte ağlamaya başlıyorsun. Verdiğin son nefesle beraber kimini gerçek kimini sahte de olsa ağlatıyorsun.
Aklıma gelmez çünkü akla düşen unutulur. Hatırımda duran ve gitmeyeni de dile getirirsem takatimin yetmeyeceği düşüncesindeyim. Kıldan ince kılıçtan keskin bir yerdeyim.
Roman karakteri olmak istemezdim. Çünkü her karakter bir yoksunluğun tezahürü olarak ortaya çıkar. Bu yüzden bir roman karakteri olmak yerine kendi hikayemin yoksunluğunda, olma yolculuğunu yeğlerdim.
Bulutlar Leylâ
Dokunsan hissedebilir misin varlığını
Kurumuş dere yatağında çakıyla yaralı
Suya hasret ve yanmaya hazır söğüt ağacı
Gölgesi olan her insan hürmetli mi?
Hızar sesi haykırış değilse
İlkbaharda biçilen ömüre, yanmak neyin nesi
Fışkıran kanlı talaş, hâne hâne gezen koku
Yuva arayan serçe ve kaç anı un ufak
Ağaçlar da mı ayrım
Meseleyi anlayabilmek için doğduğu yere dönmeliyiz. Mesele bizim dünyada oluşumuzun ilk şaşkınlığını duyduğumuz yerde doğdu. Aynı mesele biz hayret ettikçe tekrar doğacak.