Kim dudağına gelmiş bal tatlısı bir şeyin tadına bakmak ya da solgun çiçeklerin yumuşakça yapraklarını ayakları altında ezerek tanrılar gibi uzayıp giden saatlerde bulmak istemez teselli?
Sayfa 197 - İthaki Yayınları, 4. Baskı, Çev. Çiğdem Erkal
tabii ki bu kısmı kırpmadan paylaşacağım
Bu dönemden başlayarak İngilizce konuşan yazarların (özellikle de Britanyalı) üstünlüğü kendini fantastik yazında ve bilimkurguda kabul ettirir. Tolkien'in Bilbo the Hobbit (1937) ve Lord of the Rings'i (1954-1955) ilk türe girer. Çocukluğundan beri kendini dillerin büyüsüne kaptırmış olan (yalnızca Latinceyi ve Yunancayı değil İbranice, Galce ve Finceyi de çok iyi bilmektedir) Tolkien, ünlü üçlemesini kaleme almadan önce filoloji ve sözlükbilim eğitimi almıştı (uzmanlığının asıl bölümünü, Ortaçağ İngilizcesi profesörü olarak Oxford'da yaptı). Dolayısıyla, XIX. yüzyılda Hint-Avrupa alanında gelişen karşılaştırmacı uygulamadan beslenmiştir. Sözcüğün modern anlamında bir dilbilimci değildir Tolkien, zamanının dilbilim kuramlarındansa tümüyle habersizdir. Çok sayıda dil yaratmıştır; en önemlileri Hobbit ve Zamanın Akışında (XVII.-XVV. yüzyıllar) Elf dilleridir. Tolkien tümü de Germen dilleri filolojisi içinde yer alan Macarca, Yunanca ve Latinceden yaptığı katkılarla akraba lehçeler arasındaki bağıntılardan, tarih evrelerinden bütün bir soyağacı çıkarmıştır (bkz. sonraki sayfa). Bu dillere bir sözcük dağarcığı ve ayrıntılı bir dilbilgisi oluşturmuştur (The Lord of the Rings serisini yazmaya başlamadan çok önce, 1917'den başlayarak Finceden, Yunancadan ve kişisel katkılardan oluşan Yukarı Elfçe ya da Quenya denilen Elflerin dilinin sesbilimsel ve tarihsel betimlemesini ve bir sözlüğünü yayınlar). Oxford'un bir başka "armağan''ı, ünlü şiir Jabberwocky'nin şairi, kendisinden daha büyük olan Lewis Carroll gibi Tolkien de eski Anglosakson dilinin ses yapılarından büyük bir tat alır.
Sayfa 105Kitabı okudu
Reklam
Eğer yüreğine güvenmiyorsan, bu dünyada ne tür bir gerçeklik bulabilirsin?
Sözcük, insanları ve manzaraları, ağaçları, bitkileri, fabrikaları ve Pekin cinsi köpekleri yalayıp yutan bir simge ve bir zevk aracı. Sonra Şey sözcük olur ve yeniden Şey'e dönüşür, ama saptırılmış, çarpıtılmış ve fantastik bir desen halinde dokunmuş olarak.
“Güçlü her daim güçsüzden almıştır.”
Sayfa 120 - Epsilon YayıneviKitabı okudu
Bilgi, altından daha kıymetli ve hançerden daha kıymetli olabilirdi.
Sayfa 73 - Epsilon YayıneviKitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.