İnsan kendini kaçak hissettikten sonra hiçbir yerde özgür değildir, içerde ya da dışarda olmuş hiç fark etmez.
Beyaz ışıklar bizi hayattan soyutlar
“Hastaneden içeri girdin mi, hastaneden başka şey yoktur. Hafta içi mi hafta sonu mu fark etmez. Havanın nasıl olduğu, seçim sonuçları, sinemaya hangi filmin geldiği önemini kaybeder.”
Reklam
Sıkıntıların giderilmesi, henüz meydana gelmeden fark edilirlerse daha zahmetsiz olur. Ancak zaman daraldığında bu hastalık artık tedavi edilemez durumda olacağından ilaç fayda etmez.
Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü, hem akıl çağıydı, hem aptallık, hem inanç devriydi, hem de kuşku, Aydınlık mevsimiydi, Karanlık mevsimiydi, hem umut baharı, hem de umutsuzluk kışıydı, hem her şeyimiz vardı, hem hiçbir şeyimiz yoktu, hepimiz ya doğruca cennete gidecektik ya da tam öteki yana –sözün kısası, şimdikine öylesine yakın bir dönemdi ki, kimi yaygaracı otoriteler bu dönemin, iyi ya da kötü fark etmez, sadece "daha" sözcüğü kullanılarak diğerleriyle karşılaştırılabileceğini iddia ederdi.
Alıcı gözle bakmayı bıraktım dünyanın süslerine. Sadeliği aşıladığım ruhuma ve Allah’a koştuğum kurak topraklardan ulaşıyorum kendime. İçim örselenmiş ruhumdan iltica etti. Buralardanım veya değilim. Fark etmez… 🪐🌸
Sevgide Nispet ve Derece
Bu, sevilen insana hak ettiği oranda, hak ettiği miktar ve ölçüde sevgi verme meselesidir. Hakkın- dan fazlasını ya da eksiğini vermek fark etmez; ikisi de aynı kapıya çıkar, ikisi de zulümdür.
Reklam
İnsanlığımı Yitirirken
Ne olursa fark etmez, nasıl olsa beni mutlu edecek bir şey yok düşüncesi hâsıl olurdu.
Sayfa 17 - İthaki yayınları, Osamu DazaiKitabı okuyor
216 syf.
·
Not rated
Ahmet Altan’ın "Aldatmak" romanı, insan ilişkilerindeki karmaşıklığı ve bireylerin iç dünyasındaki çelişkileri derinlemesine işleyen bir eserdir. Roman, evlilik, sadakat, arzular ve toplumsal beklentiler gibi temalar etrafında dönmektedir. Özellikle, karakterlerin birbirleriyle ve kendileriyle olan mücadeleleri, okuyucuyu sürekli
Aldatmak
AldatmakAhmet Altan · Everest Yayınları · 20196k okunma
"Kadınların enerjilerini ev ve çocuk bakımıyla boğmayı doğal bulan bir toplum kendi kendinin düşmanıdır ve bunu fark etmez.."
Dünyada hepimiz sallantılı, korkuluksuz bir köprüde yürür gibiyiz. Tutunacak bir şey olmadı mı insan yuvarlanır. Tramvaylardaki tutamaklar gibi. Uzanır tutunurlar. Kimi zenginliğe tutunur; kimi müdürlüğüne; kimi işine,sanatına. Çocuklarına tutunanlar vardır. Herkes kendi tutamağının en iyi, en yüksek olduğuna inanır. Gülünçlüğünü fark etmez.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.