Y-kromozomunun harap olmuş topraklarında, bir zamanların aktif genlerinin yanmış enkazları kolaylıkla fark edilir. Ayrıca, hâlâ aktif olan birkaç genin, mutasyonlarla darbeler aldığı da açıkça görünür durumdadır. Ana şalter SRY geni bile yumruklanmıştır. İnsan SRY genlerinin ayrıntılı dizilimi ile farelerdeki ve diğer hayvanlardaki aynı gen karşılaştırıldığında, yaralanmalar kolaylıkla okunabilmektedir.........SRY genleri, diğer kromozomlar üzerindeki genlerden çok daha hızlı değişmektedir; tek başına bu bile, testisin aşırı düşmanca ortamında yaşamanın uzun vadedeki etkilerini anlatmaya yeter. Küçük etkileri olan SRY mutasyonları hayatta kalabilir ama eğer bir mutasyon SRY genini, erkek gelişimine giden yolu artık açamayacağı ölçüde sakatlarsa, gelişen her embriyo dişi olur. XY kadınlarda keşfedilen tam olarak budur. Hepsinde bir Y-kromozomu vardır ama SRY geni çalışması gereken zamanda çalışmadığı için, embriyolar kız olmuştur. XY kadınların SRY genlerinin dizilimi çıkarıldığında hasar netleşti. Genler tahrip olmuştu ve mutasyonlar, talimatlardaki çok önemli kısımları vurmuştu. Embriyolar altı haftalık olduğunda şalter açılmaya çalıştı; ama hiçbir şey olmadı. Erkekliğe giden yola girmeleri reddedildi ya da erkekliğe giden yola girmekten kurtuldular (bakış açınıza bağlı) ve fabrika ayarlarında belirlenen cinsiyete —dişi— geri döndüler. Ve elbette, o Y-kromozomu için yolun sonu geldi. Hiçbir yere gitmiyor ve sonraki nesle taşınma şansı elinden alındı, yeryüzünden silinecek.