İki genç arasındaki dostluk ilişkisi, bir diğerinin ötekine göz koyduğu bencillik ve sahiplenme duygularının farkına dayanıyordu. Çünkü ruhun vücuda girmesi tekleşmeyi, tekleşmeye farklılaşmayı, farklılık karşılaştırmayı, karşılaştırma huzursuzluğu, huzursuzluk şaşkınlığı, hayranlığı, hayranlık da değişme ve birleşme isteğini yaratır. İşte Etat Vai Tat dedikleri gerçek budur. Bu gerçekler, hayat çamurunun henüz yumuşak olduğu, bencillik ve sahiplenme duygularının katılaşmamış olduğu gençlik çağı için çok yerindeydi.
Stirner
1. Stirner hayatın çeşitli evrelerini, yalnızca bireyin "kendi kendini keşfedişleri" olarak ele alıyor; üstelik de bu "kendi kendini keşfedişler" daima belirli bir bilinç ilişkisine indirgeniyor. Demek ki burada bireyin yaşamını, bilinçteki farklılık oluşturuyor. Bireyle birlikte gerçekleşen ve farklı bir bilinç meydana getiren fiziksel ve toplumsal değişimler, Stirner'i elbette hiç mi hiç ilgilendirmiyor. Bu yüzden Stirner'de çocuk, genç ve adam, dünyayı daima hazır halde buluyorlar; tıpkı "kendilerini" sadece "buluyor" olmaları gibi. Genel olarak bir şeyin bulunabilmesini sağlamak içinse kesinlikle hiçbir şey yapılmıyor. Hatta bilinç ilişkisi bile doğru biçimde değil, sadece spekülatif çarpıtılmış haliyle kavranıyor. Bu nedenle de tüm bu figürlerin dünyaya yaklaşımları felsefidir; "çocuk gerçekçi", "genç idealist", adam da bu ikisinin negatif bileşimi; yukarıda aktarılan sonuç önermeden de anlaşılacağı gibi mutlak negatifliktir. Burada "bir insan yaşamının" sırrı ifşa ediliyor. Burada, "Çocuk"un "gerçekçiliğin", "Genç"in "idealizmin" bir kisvesinden başka bir şey olmadığı, Adam'ın da bu felsefi karşıtlığın bir çözümünü bulma girişimi olduğu açığa çıkıyor. Bu çözüm, bu "mutlak negatiflik", şimdiden anlaşıldığı üzere, ancak adamın hem çocuğun hem de gencin illüzyonlarını körü körüne kabul etmesi ve böylelikle şeyler dünyası ile tinin dünyasını alt etmiş olduğuna inanması sayesinde mümkün olabiliyor.
Sayfa 108 - Evrensel
Reklam
Özgürlük bir düş müdür? Sanki herkes özgürleşmek ya da özgür kalmaya çalışıyormuş gibi görünmek istemektedir. Eğer bu bir illüzyonsa günümüzde yaşamsal bir illüzyona dönüştüğü söylenebilir. Ahlak, töre ve zihniyet gibi şeylere bakıldığında bu illüzyonun tarihinin derinliklerinden çıkıp gelmiş olduğu ve kesinlikle engellenemeyeceği
Sayfa 49
Farklılık ilişkisi
Ayrı fikirler ya da varlıklar birbiriyle bağlantıya girdiği ölçüde yaşam bizi ortaya çıkanlarla, ani yetkinlik ve zeka tezahürleriyle şaşırtır.
Maturidi’nin iman ve büyük günah konusuyla ilgili görüşleri, 1
1-  Büyük günah: Bir Müslüman işlediği büyük günahı sebebiyle imandan çıkmaz ve küfre de girmez. O,bu dünyada hakiki mümindir. Yalnız işlediği günahı dolayısıyla fasık, yani ahlaksız mümindir. İşlediği günah dolayısıyla Allah’ın cezalandırma tehdidinin muhatabıdır. Böyle birinin ahretteki durumu Allah’ın dilemesine kalmıştır. Allah isterse onun
Aristoteles, filozof Bukaritas’tan şu bilgiyi nakleder: “Farklı şeyler birbirleriyle tam olarak uyuşup birleşmez. Ama benzer şeyler birbiriyle daima sevinçli olur ve birbirine özlem duyar.” Bu söz şöyle açıklanmıştır: Basit cevherler arasında benzerlik ve birbirine özlem olduğu için kesinlikle aralarında ruhani buluşma gerçekleşir, manevi birliğin ışıkları parlar ve maddi lazımlar olan farklılık tortularmın engelleri ortadan kalkar. Ama cisimler ve cismani şeyler arasında buluşma zat ve hakikatlerle olmaz; aksine buluşma yüzeyler ve uçlarla olur. Bir cismin diğer cisimle buluşmasının, birinin dış yüzeyinin ötekinin dış yüzeyine değmesi olduğunu görmez misin? O zaman birinin hakikat ve zatı diğerinin hakikat ve zatıyla nasıl buluşur ve bitişir? Öyleyse bu buluşma nerede, ruhani şeyler arasındaki zati ilişki ve hakiki buluşma nerede! Cisimlerin ilişkisi en az şeyle kaybolur ve tikel nesne araya girer. Bundan dolayı âşıkların çoğu, bedensel buluşmayla yetinmeyip daha fazlasını, ruhsal buluşmayı da arzu ederler.
Reklam
67 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.