Uzun süren çabalardan sonra, insanların inançları sağlamlaştırıldığında ve bu inancın konusu olan otorite kabul edildiğinde, insanlar yaratıcılarının ve ibadet edilmeye layık olanın sadece O olduğunu anladıklarında, sadece diğer insanların değil, kendi nefislerinin de egemenliğinden kurtulduklarında, ve "La İlahe illa Allah" gerçeği kalplerine işlendiğinde, Allah, bu sistem ve ona inananlar sayesinde, ihtiyaç duyulan her şeyi gerçekleştirdi. Yeryüzü 'Romalıların ve Farsların' egemenliğinden kurtuldu, Arapların otoritesını hakim kılmak için değil; Allah'ın egemenliğini kurmak ve yeryüzünü ona başkaldıranlardan temizlemek içın, Arap da olsalar, Romalı da, Fars da...
Toplum her türlü zulümden kurtarılmıştı; adalet sistemi Allah'ın emrettiği gibi kurulan, ölçülerın Allah'ın tartısına göre yapıldığı bır İslami sistem kurulmuştu. Allah'ın adıyla sosyal adalet bayrağı çekilmişti, ve bayrağın adı 'İslam'dı. Başka bir şekilde adlandırılmadı ve üstüne sadece "La İlahe illa Allah" yazıldı.
Sayfa 31Kitabı okuyor
... Tüm zalımler birdir. Yeryüzü Allah'ındır ve Allah için temizlenmelidir. Ve bu arıtma, Müslümanların bayrağı, "Allah'tan başka ilah yoktur" ilkesi tüm dünyada dalgalanmadığı sürece gerçekleştirilemez. İnsanlar yalnızca Allah'ın kullarıdır, ve sadece, "Allah'tan başka ilah yok La Ilahe illa Allah" bayrağı, dillerini çok iyi bilen Arapların onu anladığı şekliyle, Allah'tan başkasının egemenliğini kabul etmeden, Allah'tan başkasının yasalarını uymadan, bir insanın diğeri üzerindeki otoritesini kabul etmeden, tüm yetkiyi, tüm biçimleriyle Allah'a ait görerek dalgalandırdığı sürece böyle kalabilir. İslam, insanları bir araya toplarken yalnızca bu iman ilkesine bakar, inandıkları sürece, tüm ırkların ve renklerin Arap, Romalı ya da Fars birbirine eşit olduklarını söyler.
Ve doğru olan da budur.
Sayfa 27Kitabı okuyor
Fatih Sultan Mehmed İstanbul'un fethinin getirdiği güç ve prestiji kullanarak bir dizi reform yapacak ve merkezkaç kuvvetleri kontrol altına alıp sultanı odağa koyan bir idare tesis etmeyi başaracaktır. İlk önce, Çandarlı Halil Paşa'yı idam ettirerek veziriazamlık makamını nesillerce bırakmayan bu rakip aileyi saf dışı bırakmıştır. Artık vezirler ağırlıklı olarak padişahın kapu halkından gelen devşirmelerden oluşacaktır. Onyedinci yüzyılın ortalarına kadar göreve gelen 78 Osmanlı sadrazamının sadece 11'i Türk kökenlidir. Türk bir ulema ailesi
olan Çandarlıların aksine, hiçbir yerel bağlantısı olmayan ve Enderun'da adeta yeniden imal edilen bu nevmüslim (Fars. nev: yeni, nevmüslim: yeni Müslüman olmuş) kulların padişahlarının sözünden çıkması artık çok daha zordur.
Sayfa 15
İran’ın eski Zerdüşt dininde kızkardeşle evlenmek yalnız mübah değil, dinen farz ve vacip sayılıyormuş. Büyük İskender fethinden sonra Fars-Yunan kültür sentezi Ortadoğu’ya egemen olduğunda özellikle aristokrat sınıfı içinde kızkardeşle evlenme adeti yaygınlaşmış. Bizde yakın akraba evliliklerinin bazı bölgelerde daha yaygın olması acaba bununla alakalı olabilir mi?
