faruk inanır

faruk inanır
@faruk63
şanlıurfa
şanlıurfa
6 reader point
Joined on June 2016
Şu anda okuduğu kitap
Beni Dayanıklı ve sert olmaya iten o devreye Ancak şükran Borçluydum.Beni hayatın kolayciligindan kurtarip pembe hayallere sahip şımarık bir çocuk olmaktan alıkoyan hayatın zorluklarını ve acılarını tattıran,ve yine beni ileride kavgaya girecegim insanları tanımam için sefalet ve yokluk dünyasına gönderen o döneme minnettarım
Sayfa 24
Reklam
Avrupa'da Bir Hayalet Dolaşıyor -Komünizm Hayaleti..
Erkek gülümsedi. Đçkiyle kızarmış yüzünde şimdi bir çocuk safiyeti vardı. Kadehini doldurarak: ‘’Tenasüh uydurmasını bir yana bırakalım’’ dedi. Sonra sert bir hareketle esas vaziyeti aldı. Sol eli, askeri talimnamenin tarifine tıpatıp uygun bir şekilde pantolonuna yapışmış olduğu halde kadeh tutan sağ elini kaldırdı: - Büyük asker Mete’nin ölmez hatırası şerefine, dedi. Kadın gülümseyerek nazikane başını eğdi: ‘’Afiyet olsun’’ diye karşılık verdi. Son kadeh içilmişti. Odada uzun bir sessizlik oldu…
Sayfa 6

Reader Follow Recommendations

See All
Cüce İrdas sarhoşluktan kekeliyerek homurdandı: - Halkın eşekten farkı yoktur! Buna da başka bir genç cevap verdi: - Eşeğin de senden…
Sayfa 31
“Bak, senin için neler diyorlar” dedi. - Neler diyorlar Kıral Hazretleri? - Senin için geri düşünceli, yasaya aykırı iş görür diyorlar. - Yalan söylüyorlar Kıral Hazretleri! Yalnız vazifemle uğraşırım. Eğlenmem. Kimsenin karısına göz koymam. Ahlaksızlık etmem. Şarap içmem. Bunun için beni çekemiyenler böyle söylüyorlardır.
Sayfa 21
Reklam
Ey kadın Tanrıların en güzeli Arinna… Işığını gönlümün gözlerine saçarsın. Bu şair yüz bin kere tapınmak diler sana, Fakat sen bulut gibi yükseklerde uçarsın. Senden bir parça vardır her kadında muhakkak, Ey kadın Tanrıların en şanlısı Arinna!...
Sayfa 7
YUSUF ASLAN’IN BABASI BEŞİR ASLAN’IN BAŞBAKAN NİHAT ERİM’E ÇEKTİĞİ TELGRAF SAYIN NİHAT ERİM T.C. BAŞBAKANI ANKARA Çocuğum Yusuf Aslan’ın 1 No.lu Sıkıyönetim Mahkemesi’nde savunmasının yapıldığı 27-28 Eylül 1971 günleri, Sıkıyönetim Komutanlığı’nın (Ankara) Radyo’da devamlı yayınlanan tebliği, ailemizi derinden yaralamıştır. Bu tebliğ mahiyeti bakımından Anayasamızın mahkemelere telkin ve tavsiye yapılamayacağına dair hükmüne aykırıdır. Mahkemelerin bağımsızlığına gölge düşürme istidadında bulunan bu tutumların önlenmesini arz ederim. 29/9/1971 Beşir Aslan Adres: Şehit Cemalettin Caddesi 139/3 No. da misafir. İçaydınlıkevler-Ankara
Sayfa 462 - 68liler yayınlarıKitabı okuyacak
YUSUF ASLAN’IN BABASI BEŞİR ASLAN VE DENİZ GEZMİŞ’İN BABASI CEMİL GEZMİŞ’İN BAŞBAKAN NİHAT ERİM’E ÇEKTİKLERİ TELGRAFLAR Kara, Hava ve Deniz Kuvvetleri Komutanlıklarına çekilen telgrafların sureti Çocuğum Yusuf Aslan’ın 1 No.lu Sıkıyönetim Mahkemesi’nde savunmasının yapıldığı 27-28 Eylül 1971 günleri, Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı’nın radyoda devamlı yayınlanan tebliği, ailemizi derinden yaralamıştır. Bu tebliğ, mahiyeti bakımından Anayasamızın mahkemelere telkin ve tavsiye yapılamayacağına dair hükmüne aykırıdır. Mahkemelerin bağımsızlığına gölge düşürme istidadında bulunan bu tutumları dikkatinize arz olunur. 29/9/1971 Beşir Aslan Adres: Şehit Cemalettin Caddesi 139/3 No. da misafir. İçaydınlıkevler-Ankara
Sayfa 463 - 68liler yayınlarıKitabı okuyacak
DENİZ GEZMİŞ VE ARKADAŞLARININ SAVUNMANLARININ ANKARA SIKIYÖNETİM KOMUTANLIĞININ 49 NOLU BİLDİRİSİ KONUSUNDA TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ BAŞKANLIĞI’NA YAPTIKLARI DUYURU Bu dava mahkemede devam ederken Sıkıyönetim Komutanlıkları mahkemelere telkin ve tavsiye niteliği taşıyan bildiriler yayınlamışlar, tutuklu sanıklar yasaya aykırı olarak ayrı ayrı hücrelere kapatılmışlar, yaralı Yusuf Aslan Numune Hastanesi’nde hasta yatağında zincire vurulmuş, mahkemelere ve cezaevlerine görev yapmak üzere gelen avukatların çantaları ve üstleri aranmış, tutuklu müdafi görüşmelerine sınırlar konmuş, iddianamenin sanıklara tebliğinden önce avukatların müvekkilleri ile görüşmesine izin verilmemiş, mahkeme salonunda sanıklar, görevliler tarafından cop ve dipçikle dövülmüştür. Bu yasa dışı işlemler müdafi avukatlar tarafından aşağıdaki dilekçe ile Türkiye Barolar Birliği’ne duyurulmuş ve gerekli tedbirlerin alınması istenilmiştir. 5.1.1972
Sayfa 18 - 68liler yayınlarıKitabı okuyacak
DENİZ GEZMİŞ VE ARKADAŞLARININ SAVUNMANLARININ ANKARA SIKIYÖNETİM KOMUTANLIĞI’NIN 49 NOLU BİLDİRİSİ KONUSUNDA BAŞBAKAN NİHAT ERİM’E ÇEKTİKLERİ TELGRAF Bu davanın yargılanması devam ederken Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı 49 numaralı bir bildiri yayınlamış ve bu bildiri radyoda iki gün okunmuştur. Mahkemelere telkin ve tavsiye niteliği
Sayfa 16 - 68liler yayınlarıKitabı okuyacak
Reklam
KAYSERİ CEZAEVİ’NDE DENİZ GEZMİŞ VE ARKADAŞLARINA YAPILAN YASA DIŞI MUAMELELER HAKKINDA AVUKATLARIN BAŞVURUSU Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan ve diğer arkadaşları önce Ankara’ya getirilmişler ve daha sonra güvenlik mülahazası ile Kayseri Cezaevi’ne götü- rülmüşlerdir. Bu cezaevinde tutuklular ayrı ayrı hücrelere kapatılmışlardır. Aşağıdaki dilekçeler yasaya ve Cezaevleri Yönetmeliği’ne aykırı olan bu işlemin kaldırılması için tutuklu avukatları tarafından yapı- lan başvuruları göstermektedir.
Sayfa 13 - 68liler yayınlarıKitabı okuyacak
“Sermaye ihraç eden ülkeler, dünyayı, kelimenin mecaz anlamıyla, aralarında bölüşmüşlerdir. Ama mali sermaye kürenin doğrudan doğruya bölüşülmesine yol açıyor.
Sayfa 168 - erişKitabı yarım bıraktı
işçi sınıfı ve müttefiklerinin yanlış değerlendirilmesine dayanır. Ülkemizin bugünkü sürecinde baş çelişmenin Amerikan emperyalizmi ile bir avuç hainin dışındaki bütün Türkiye halkı arasında olduğu a- çıktır. Bu nedenle toplumumuzdaki çeşitli sınıf ve zümrelerin arasındaki iç çelişmelerin gelişme süreçleri de bu dış etkenin, yani baş çelişmenin bü- yük ölçüde etkisi altındadır. Bu sınıf veya zümrelerin hem birbirlerine kar- şı olan çelişmelerini, hem de kendi içlerinde var olan çelişmeleri karakterize eden bu baş çelişmedir. Sınıf ve zümreleri incelerken metafiziğin bataklığına yuvarlanmamak için özellikle şuna dikkat edilmelidir
Sayfa 69 - erişKitabı yarım bıraktı
Emperyalizmin boyunduruğu altında bulunan yarı-feodal bir ülkede, proleter devrimcilerinin ikili bir mücadele biçimi içinde olmaları gerektiği açıktır;
Sayfa 61 - erişKitabı yarım bıraktı
Milli Demokratik Devrim Teorisi, Marksist-Leninist kesintisiz devrim teorisidir.
Sayfa 44 - erişKitabı yarım bıraktı
“Devrimci Teori olmadan, Devrimci Hareketten söz edilemez.”
Sayfa 39 - erişKitabı yarım bıraktı
Reklam
Marksistler, “proletarya devleti ancak devrimle kurulabilir” derken, legalitenin olanaklarından, burjuva parlamentarizminin olanaklarından yararlanmayı da ihmal etmezler.
Sayfa 15 - erişKitabı yarım bıraktı
“... Ancak artık sınıfların ve sınıf çelişmelerinin bulunmadığı bir düzendedir ki, sosyal evrimler, artık siyasi devrimler olmaktan çıkacaklardır. O zamana kadar toplumun her yerinden değiştirilip, düzeltilmesinin arifesinde sosyal bilimin son sözü şu olacaktır, YA MÜCADELE, YA ÖLÜM, YA KANLI SAVAŞ, YA DA YOK OLMA
Sayfa 14 - erişKitabı yarım bıraktı
Bize burada düşen iş, oportünizmin bu önerilerini çürüten Marksizmin ustalarının bu soruna ilişkin sözlerini açarak sergilemektir.
Sayfa 11 - erişKitabı yarım bıraktı
Gerilla savaşı, kavram olarak tek başına devrimci bir anlama sahip değildir. Ancak emperyalizmin (açık ve gizli) işgali altında olan ülkenin marksistlerinin, siyasi gerçekleri açıklama kampanyasının, dolayısıyla politik bilinç götürme temel aracı ve de bu yoldaki temel çalışma tarzı olarak gerilla savaşını almalarına, politikleşmiş askeri savaş çizgisi denir. Politikleşmiş askeri savaş deyişiyle, silahlı propaganda deyişi arasında muhteva olarak fark yoktur...
ve dönerken fırlattı cıgarayı. Babası müftüydü baskıcı Ömer'in. Evin içinde kuka tesbihler, kılaptan seccadeler, el yazma müzehhep mushafları hattat Osman'ın; fakat bir tek han hamam tapusu bir tek konsilit, bir tek Hicaz demiryolu tahvili yoktu. Müftü Efendi bembeyaz, şişman bir adam Ömer hastalıklı bir çocuktu.
Sayfa 20
Üç bayan çıktılar merdivenleri koşarak — sivri külâhlarıyla mantar iskarpinleriyle — banliyö yolcuları. Kelepçeli Süleyman bayanları gördü. Genç bir kadın geçirdi yüreğinden. Kayısı gülünü niĢanlayıp tükürdü. Kelepçeli Fuat seslendi Galip Ustaya: «— Usta, yine tuhaf şeyler düşünüyorsun.» «— Düşünüyorum evlât. geçmiş olsun.» «— Eyvallah usta.
Sayfa 16
Reklam
Komünizm, kimsenin toplumsal ürünleri mülk edinme gücünü elinden almıyor, yalnızca o mülkiyet yoluyla başkasının emeğini boyunduruğa sokma gücünü alıyor.
Komünistlerin öteki proletarya partilerinden tek ayrıldıkları nokta, bir yandan proleterlerin çeşitli ulusal mücadeleleri içinde, tüm proletaryanın ulusallıktan bağımsız ortak çıkarlarını öne getirerek geçerli kılmaları, öbür yandan da burjuvazi ile proletarya arasında yürüyen mücadelede her zaman hareketin bütününün çıkarlarını temsil ediyor olmalarıdır.
II - Proleterler ve Komünistler Komünistlerin proleterlerle ilişkisinin aslı nedir? Öteki işçi partileri karşısında komünistler özel bir parti değildir. Komünistlerin, tüm proletaryanın çıkarlarından ayrı bir çıkarları yoktur. Proletarya hareketini biçimlemek üzere özel ilkeler koymazlar.
- “Urungu! Gözüktüler mi?” diye sordu Adının Urungu olduğu anlaşılan erkek cevap verdi: - Hayır ana! Ama elbette gelecekler!...
Kuşkulu bir hali vardı, ikide bir arkasına bakarak gözlerini zifiri karanlığa dikmesi bir şeyden çekindiğini gösteriyordu. Yol bir karış çamurdu ve durmadan sulu kar yağıyordu.
Sayfa 5
Çakır, bir belâya çatmak üzere olduğunu anlamıştı. Çevresine bakındı. Kağnıya bir zarar gelmesinden korkuyordu. Derviş, sanki Çakır'ın aklından geçenleri anlamış gibi tekrar gürledi: - «Sipahi! Kağnıda ne var, söyle! Bozlak Baba'dan sır saklanmaz.» Çakır'ın gözü kızıverdi: - «Bozlak Baba kim?» diye sordu. Derviş, elini çıplak göğsüne gayet sert bir vuruşla vurarak: - «Benim, ben!» dedi. - «Anladık. Ne istiyorsun?» Derviş, sopasını kaldırarak kağnıya uzattı: - «Kağnıda ne var?» - «Azık!» - «Mektubu ver!...»
Sayfa 17