Merhabalar!
Yağmurlu ve ıslak bir İstanbul günü ve dokuz öyküden oluşan kitabım bitti.
Yazarla tanışma kitabım oldu ve hikayeleri çok sevdim. Bilmediğimiz çok kelime var öykülerde, açıklamaları olduğu için rahat okunabiliyor. En güzeli de farklı kelimeler öğrenmiş oluyoruz.
Bizi, bizim toplumumuzu ve hayat karmaşasını, ince mizah anlayışı ve samimi üslubuyla beraber göz dolduran bir anlatımla sunuyor Haldun Taner. Yazarla oturup bir kahve içerken onu dinliyormuşsunuz gibi bir his oluşuyor içinizde.
96 sayfa olmasına rağmen içi dolu dolu bir öykü kitabı okumak isterseniz seve seve önerebilirim.
En sevdiğim öyküler; Şişhane’ye Yağmur Yağıyordu, Atatürk Galatasaray’da, Fraulen Haubold’un Kedisi ve Fasarya oldu.
Kitaba adını veren hikâyede, Şişhane'de bir kazaya sebep olan belediyeye ait bir atın gözünden olay mahalinde bulunan ve kazaya karışan insanlar ve bu insanların hayatları anlatılır.
Haldun Taner, New York Herald Tribune Gazetesi'nin 1953 yılında İstanbul'da düzenlediği öykü yarışmasında "Şişhane'ye Yağmur Yağıyordu" öyküsü ile birinci olmuştur.
Şişhane’ye Yağmur Yağıyordu’da, Behçet Necatigil’in deyişiyle, “Olayları rintçe bir bakışla gülünç taraflarından alan, kıvrak, sürprizli, esprili bir üsluba aktaran” Haldun Taner’in unutulmaz öykülerinden dokuzu var: Şişhane’ye Yağmur Yağıyordu, Kantar Kâtibi Ali Rıza Efendi, Konçinalar, Ablam, Atatürk Galatasaray’da, Fraulein Haubold’un Kedisi, Eczanenin Akşam Müşterileri, Fasarya, Memeli Hayvanlar.