At üzerinde şehre girmek o şehrin fatihi anlamına gelirdi. Başta Fatih Sultan Mehmed olmak üzere birçok Osmanlı padişahı, fethedilen şehirlere, şehrin surlarının ana kapılarından at sırtında giriş yapmışlardır.
Sayfa 175Kitabı okudu
"Fatih Sultan Mehmed gemilerini karadan yürüttü ya,deniz kaçkını bir ulusun çocuklarıyız biz o gün bugün. toprakçıl bir çapadır denizyollarının arması bile Ama dilimizde yine de en ürpertili kelime deniz"
Reklam
Kostantinopolis'te kardinal şapkası görmek yerine Müslüman sarığı görmek evladır... Lukas Notaras
Sayfa 52 - Yitik Hazine YayınlarıKitabı okudu
Fatih SUltan Mehmed ( Avni )
“Dökülen yere bela tığı ile kanındır Her dem ağıza gelen mihnet ile canındır.”
Sayfa 111 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Böylece Osmanlı 'da vakıflaşma süreci başlıyordu. Bu sürecin nasıl işlediğini göstermesi açısından Fatih'in bir vakfiyesini özetlemek istiyorum: "Ben ki İstanbul fatihi abd-i aciz (aciz kul) Sultan Mehmed Han'ım! Bizatihi alnumun teriyle kazanmış olduğum akçelerumle (paramla) satun alduğum İstanbul'un Taşluk Mevkii'nde kaim (bulunan)
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.