''Zaferin Sırrı Hazreti Peygamber'in (S.A.V) İzini Takip Etmektir.''
Fâtih Sultan Mehmed
O güzel komutana da, o güzel orduya da binlerce selâm olsun!
Bu büyük Fethin mirasına sahip çıkmak hepimize nasip olsun.
Peygamber efendimizin övgüsüne mazhar olarak İstanbul'u miras bırakan Fatih Sultan Mehmed Han ve şanlı ordusunu rahmet, minnet ve duâyla anıyoruz.
ÇEKİLİŞİMİZ SONA ERMİŞTİR. KATILAN HERKESE TEŞEKKÜRLER. KİTAP KAZANAN ARKADAŞLARLA KİTABI GÖNDERECEK OLAN KİŞİ EN KISA SÜREDE İLETİŞİME GEÇECEKTİR. HERKESİN EMEĞİNE YÜREĞİNE SAĞLIK. NİSAN ÇEKİLİŞİMİZ DAHA GÜZEL ŞEYLERE VESİLE OLUR UMARIM :)))
Kitabın altındaki profil, kitabı kazanan şanslı kişiye aittir. Bu şekilde anlayabilirsiniz hangi
Osmanlı İmparatorluğu'nda Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'u almasından sonra hükümdarlar tek otorite hâline gelmişlerdi. Avrupa'dan 200 yıl önce... Bu durum Osmanlı İmparatorluğu'nun Avrupa'ya karşı üstünlüklerinin ana sebeplerinden birisidir.
"Atası Fatih Mehmed Han, Homeros okuyarak etkilendiği Truva'ya Hektor ve Aşil'in mezarlarını bulmaya gitmişti ama torunlarının pek azında tarih bilinci vardı. Sultan Hamid de onlardan biriydi işte."
Hiç vakit geçirmeden şunu söyleyeyim; bu kitabı okudum, beğendim ancak satın almadım…
Şimdi geniş değerlendirmeye geçebilirim.
Livaneli’den böyle bir kitap beklemiyordum. Yeni bir roman olabilir diye düşünürken Gölgeler geliverdi. Livaneli, sunuşta ifade etmiş zaten. Bir İstanbul şehrengizi denemesi düşlüyor. Bu kitap ise aslında Konstantiniyye
•
Dede Korkut der ki:
Hani dediğim erenler,
Dûnya benimdir diyenler,
Ecel aldı yer gizledi,
Fani dünya kime kaldı,
Gelimli gidimli dünya,
Son ucu ölümlü dünya…
•
Fatih Sultan Mehmed imparatorluğun gerçek kurucusudur. Fatih bildiğimiz temel özellikleriyle klasik Osmanlı idare rejimini kesin biçimde yerleştirmiştir." Başka bir deyimle Anadolu ve Rumeli'yi bir tek ülke halinde birleştirip, mutlak bir otorite altında imparatorluğu örgütleyen Fatih Sultan Mehmed olmuştur.
İlk zamanlarda yükseklerde uçan kimselerin daha sonra durumlarının farkına vararak eski hallerinden vazgeçtiklerini anlatmak için kullanılan bir deyimdir.
Eskiden gemiler, rüzgârlı havalarda yelkenle yürütülürdü ve geleneğe göre bir gemi, yabancı bir ülkenin sınırlarına girdiğinde saygı gereği yelkenlerini indirmek zorundaydı.
Bir gün Fatih Sultan Mehmed, Rumelihisarı'nda gezerken bir Ceneviz gemisi hisara yaklaşır ancak yelkenleri indirilmez. Kaptana yelkenleri indirmesi hatırlatılmasına rağmen geminin yelkenleri indirilmeyince Fatih'in emriyle gemi topa tutularak batırılır ve böylece bu deyim dilimize geçer.
#hergünebirbilgi
*Gaza kim ettiler Allahu ekber
Dediler her nefes Allahu ekber*
Aşıkpaşazâde'nin, dillerinden bir nefes dahi Allahu Teâla'yı düşürmeyen ve onun uğrunda gazâdan başka bir iş düşünmeyen yiğit dilâverler diyerek övdüğü Osmanlı akıncıları, hafif süvari birliklerindendir. Temelinin Osman Gazi zamanında Köse Mihal tarafından atıldığı rivayet olunur. Uç
Osmanlı Devleti bir gazî devleti olarak doğmuş ve bu geleneği sürdürmüştür. Fâtih Sultan Mehmed, 1461'de Trabzon dağlarına yaya tırmanırken şöyle demiştir:
“Bu zahmetler Allah içindir. Elimizde İslâm kılıcı vardır.”
Fatih Sultan Mehmed Han, İstanbul'u fethettiği zaman önce iki rekat namaz kılmış sonra tahta oturmuştu. Ne güzel bir davranış, ne büyük bir tevazuydu bu!