Ben yalnız kitapları okumuyorum, kitaplar da beni okuyor.
Sayfa 61
Sanki bizim bütün kelimelerimizin üstünde ağır bir yük var. Biri çıksa ağızdan öteki çıkamıyor.
Sayfa 188
Reklam
“İnsanın dahi makine gibi paslanan yerleri vardır. Tamir etmek icap eder.”
Sayfa 156
Hayatın her zaman kendine mahsus bir namesi var. Bazen taş plaktan eski bir tango, bazen bir bozlak, bazen rast bir şarkı.
Sayfa 106
Ben onun dünyasındaki yokluğumu kelimeler üzerinden fark ettim.
Sayfa 13
Reklam
“Mektup mu? Unutulmuş… Yazılacak ne kaldı ki! Memur kafalı daktilo tuşlarından ukala bilgisayarlara uzanan bir hükümranlıkta…”
Sayfa 132
“Satırlarda gözleriniz fikri bulup idrakinizle bunu yakaladıktan sonra gönlünüzde endişe duymuyorsanız nasıl hakiki manada okuyucu olabilirsiniz?”
Sayfa 101
“Seyretme telaşı içine düşmüş insanların durup düşünmeye, düşündüğünü ifade etmeye dair tüm kabiliyetleri ellerinden alınmış sanki. Önce söz vardı. Şimdi seyretme var bol bol.”
Sayfa 41
Söz tükendi nice bir da’vâ-yi şi’r ü şâirî Lâf u da’vâ bir taraf şimdi du’a hengâmıdır Nef’î
Sayfa 15
Reklam
İnsanın kanadı kelâmdan. Kur’an’ın ilk emri “Oku”. İnsan önce kendinde birikmiş olanın okuyucusu. Yazdım, yazıyorum zannederken ilk önce kendisini okuyor.
Sayfa 154
“Hayat ne vakittir atlarından boşanmış, yokuş aşağı giden bir arabanın içinde geçmektedir. Arabanın hızını kesen tek şey tefekkür.”
Sayfa 113
Hani, "Nerede o eski Ramazanlar nerede o eski bayramlar?" Serzenişi vardır ya... Hani her şey dünün kollarında güzelleşir, çocukluğun şeker pembe rengine bulanır ya...
Son dakika!
13 haberlerini sunmak için tekrar karşınızdayız. Ülkemizin yaşadığı krizden dolayı her geçen gün yeni bir eylemle karşılaşmaya alıştık. Bugün de çocuğunun kitap, defter ihtiyacını karşılayamayan bir baba zorla bir yayınevine girip önüne gelen kitapları toplayarak yol ortasında eylem yapmaya başladı. Söz konusu kişi boğaz köprüsünün üstünde
Resim