Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.15
Fatma
Fatma
@fatmagzpnar
Gıda mühendisi
Lisans
İstanbul, 13 Ocak
38 okur puanı
Şubat 2020 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Kitapla ilgili düşüncelerimi belirtmeden önce Yapı Kredi Yayınlarının içerik olarak olmasa da kapak ve sayfa kalitelerinin düştüğünü belirtmek isterim. Karton kapak o kadar ince ki neredeyse normal bir sayfa olacakmış.
Kitaba gelince kitapta 10 adet öykü var ve ilk üç öykü birbirleriyle bağlantılı. Bu durum beni çok şaşırtı ve öykü okumayı çok tercih etmeyen biri olarak beni kitaba bağladı.
Öykülerin hiçbiri mutlu sonla bitmiyor ama zaten yazarımız son sayfalarında “... uzun vadede bütün hikayeler mutsuz biterdi.” diyerek bu düşünceyi desteklemiş.
Kesinlikle okumanız gereken ve zaman zaman çok şaşırtan bir kitap.
Biraz önce elimden bıraktığım ve sonuyla burnumu sızlatan bir kitap oldu kendisi.
Kitabım isminin ‘İklimler’ olması o kadar yerinde ve aslında kitabı o kadar iyi özetleyen bir seçim ki.
Kitabı okurken hiçkimse hiçbir karakteri sevmeyip ama her karakterden kendi içinde biraz bulacaktır eminim. Bu aşk öyküsü o kadar başka ki daha önce okuduğunuz hiçbir aşk kitabına benzemediğini düşünüyorum.
Kitap iki bölümden oluşmakta birinci bölüm erkek gözünden ikinci bölüm kadın gözünden anlatılmış ancak anlatılan zaman dilimleri birbiri ardına gelen şeklinde seçilmiş yani bir devam niteliğinde.
Hiçbir karakterini sevmeden hatta yaşananları ve göz yumulan olayları biraz dehşetle karşıladığım bir okuma oldu.
915.jpg){kind=small}
Oscar Wilde için mi hayranlık duyayım yoksa bin bir emekle dilimize çeviren Oğuz Baykara’ya mı bilemedim doğrusu.
İnternette dolaşan o ufacık kesit ne ki şiirin bütününün yanında. Şunu da söylemeyim ki Oğuz Baykara’nın çevirisi internette dolaşandan biraz farklı ancak bence daha başarılı sadece kulak aşinalığı olduğundan insan garipsiyor.
Bütün bunların dışında kitabın tasarımı, resimlenmesi, orijinalliğine uygunluğu çok çok başarılı.
Şiiri anlatmaya benim kelimelerim zaten yetmez ve haddime de değil diye düşünüyorum. Okunulması, okutulması gereken hayranlık uyandıran müthiş bir eser.
Başka Oscar Wilde olmak üzere Oğuz Baykara ve bütün Everest Yayınları çalışanlarına teşekkürler bu güzel eseri böyle bir incelikle bize kazandırdığınız için
Okur Takip Önerileri
Yıllar önce okuduğumda beni hiç etkilemeyen hatta yer yer sıkıldığım bir kitap olmuştu. Ancak ikinci defa elime aldığımda ise ağlayarak okuduğum, beni müthiş etkileyen bir kitap oldu. Kendime şaşıp kaldım nasıl oldu da etkilenmedim, diye.
Canım Sabahattin Ali keşke daha çok yazabilseydin.
Yarı otobiyografik denebilecek ve sizi edebi olarak çok fazla tatmin edeceğini sanmadığım ince ama dehşet verici ve bence hastalıklı bir kitap.
Öncelikle kitabın baş kahramanı olan Yozo daha küçücük yaşlarında insanlardan kaçmak için bunun en iyi yolunu yani “rol yapma”yı keşfediyor. Bu rolde gittikçe daha da ustalaşıyor ama bu beraberinde büyük bir korkuyu da getiriyor. “Ya rol yaptığı anlaşılırsa?”
Kitaba hastalıklı dememin sebebi kesinlikle yazarın psikolojik bir rahatsızlığının olduğunu düşünmem. Düşünceme göre kendisi “bağımlı” ama alkol, uyuşturucu bağımlılığından bahsetmiyorum. Tek başına insan olamayan ve kimseye hayır diyemeyen, DSM’de ( Mental ve Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı) tanımlanan “bağımlı”dan söz ediyorum.
Belki biraz abartıyorum ama 300 sayfalık bir kitap olsa kesinlikle birilerini intihara sürükleyen ya da meylettiren bir kitap olabilirdi.
