Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.13
Fatma Kara
Fatma Kara
@fatmakara_
Anestezist
2518 reader point
Joined on September 2018
Okuma Hedefleri
Herkese merhabalar
Yıldız Tilbe.. çok sevdiğim, şarkılarını dinlediğim ve hepimizin az çok tanıdığı bir sanatçı.
Hayatında neler yaşadığını, nasıl böyle güzel, insanın yüreğine dokunan şarkılar yazdığını hep merak etmişimdir. Ama hiç araştırmadım. Markette karşıma çıktı ve aldım. İyiki de almışım.
Sesi güzel olduğu için, küçükken mahalle aralarında yapılan düğünlerde eline mikrofon tutuşturuluyormuş. 17 yaşındayken, babası, genç kız babası olmanın baskısını hissettiren, mini etekler giymemesine, her yerde şarkı söylemesine öfkelendiği için evden kaçarak evlenip, 18 yaşında çocuğu olduğunu çoğumuz bilmiyoruzdur belki.
Bende bilmiyordum. Bu sayfaları okuyup öğrendim.
5 yıl sürmüş bu evlilik ve sonra baba evine dönüyor. Önce annesi sonra babasını kaybeder. Bir kızı olduğu için çalışmak zorundadır. Ve pavyonlarda çalışarak yaşamaya çalışır. Belki de küçük yaştayken her şeyi görüp yaşadığı için dimdik durabiliyor.
Hayatında çok acılar çekmiş ama asla dik durmaktan vazgeçmemiş. Hiç yılmamış. Hiç kimseye boyun eğmemiş. İmrendiğim birisidir bu yüzden.
Dergi okumayı çok fazla sevmezdim. Ama bu dergiyi okurken çok keyif aldım. Artık seviyorum. Herkese öneriyorum.
Keyifli okumalar, kitapla kalın.
Kalbim duraksız haykırışlarda
Ne yapsam ayrılmam senden asla
Hafife alma, aşk vurur insana
Bu kadar kolay sanma Delikanlım ..
Herkese merhabalar
Öncelikle yazarla tanışma kitabım. Doğru mu oldu bilmiyorum.
Dili sade ve anlaşılır. Öykülerin genel olarak konusu ruh halleri, iç dünyaydı.
İçerisinde 10 tane öykü bulunuyor. Bazı öyküleri sevmedim, bazılarını da çok sevdim. Sevdiklerim; Pes, Bataklık Balığı, C blok Daire 10.
Yolun çok başında bir yazar. Yolu açık olsun.
Herkese merhabalar ve günaydınlar
Kitaba ilk başladığımda cümleleriyle farklı bir kitap okuduğumu anladım. Yazarın diline alışırken bir yandan da karakterleri tanıdım.
Yusuf atılgandan okuduğum ilk kitap. Kitap farklı ve güzel bir kitaptı.
Kitabımızın ana karakteri Bay C. Bay C. ‘nin çok farklı bir bakış açısı var. Yolda, cafede, sinemada gördüğü insanların yüzüne bakarak ne iş yaptığını, nasıl bir hayatı olduğunu, evli mi bekar mı, çocuğu var mı gibi sorularına bulmaya çalışıyor. Bu bakış açısıyla bende artık yolda gördüğüm insanlara bu şekilde bakacağım.
Bay C. kitapta sürekli bir arayış içinde. Gerçek sevgiyi arıyor. Teyzesinin kokusunu arıyor. Peki bunları bulabilecek mi? Okuyun da görün.
Peki ya biz bulabilecek miyiz gerçek sevgiyi?
Bizler inandığımız şeyler kadar varız. Ve biliyorum ki: Mutlaka onu bulacağım bir gün.
Herkese keyifli okumalar.. Farklı bir bakış açısı kazanmak için.. Şiddetle tavsiye ederim.
Reader Follow Recommendations
Kitap bitti. . . 10 dakika oldu bile.
Ve ben 10 dakikadır ağlıyorum. Uzun süredir böyle ağladığım bir kitap okuduğumu hatırlamıyorum.
Yazarın okuduğum ilk kitabı. Kesinlikle son da olmayacak. Dili çok sade. Roman niteliğinde ama mektuplardan oluşan bir kitap.
12 Eylül darbesinden sonra yaşanan olayları bir çocuğun gözünden bakıyorsunuz. İsmi
Herkese merhabalar nasılsınız
İyi olmanız dileğiyle..
Kitabı yeni bitirdim... Vize ödevlerinden dolayı bu kadar sürdü normalde 3-4 günde okunabilecek bir kitap. Bu kadar az okunmasına da üzüldüm. Üstelik Sait Faik Hikaye Armağanı ödülü almış bir kitap olmasına rağmen.
İçinde 12 tane öykü var. Kitap aslında çok güzel kitap severek okudum. Bazı öykülerini çok sevdim ve hiç unutmayacağım. Bunlar; İskele Parklarında, Parasız Yatılı, Yaz Geldi, Haraç..
Haraç’ın sonuna çok üzüldüm..
Bazılarını ise anlamadım. İlk 2 öyküyü hiç anlamadım. İkisinde de açıkça görebilirsiniz ki tam bir anlam bütünlüğü yok. Yani bir konudan bir konuya hızla geçebiliyor. Yinede okumaya devam ettim belki ilerde güzelleşir diye ki öyle de oldu. Onlarda hızla geçiş yapmıyordu, ben hissetmedim yani. Anlamlı öyküleri var. Okumanızı tavsiye ederim.
Keyifli okumalar..
Herkese merhabalar nasılsınız umarım iyisinizdir
Hemen yorumuma geçiyorum.
12 tane öykü var kitapta. Hepsi birbirinden hoş, birbirinden güzel. İlk defa Seray Şahiner okuyorum ve kesinlikle son da olmayacak. Dili çok yalın ve sade, kolay anlaşılır. Yazarla tanışma kitabım ama kesinlikle hiç zorlanmadım. Öyküleri, kimi yerde hüzünlenerek, kimi yerde mutlu olarak, kimi yerde de eğlenerek okudum. Öykülerden en çok Feliçita, Sarı ışık, Karaca ve Bulyon’u sevdim. Hepsi ayrı ayrı güzeldi ama bunları özel olarak sevdim. Karakterler sanki içimizden birisiymiş gibi, çok içten ve samimi, dobra dobra. Herkese tavsiye ederim öykü severlere özellikle tavsiye ederim.
Kitapla kalın
Herkese merhabalar
Bu kitapla aslında yıllar önce bir kitapçıda karşılaşmıştık ilk. O zaman yeni çıkmıştı. İlk gördüğümde hem kapağı hemde arka kapak yazısı olsun dikkati çekmişti. O zaman alamamıştım. Geçen sene ekim kasım aylarında aldım kitabı hemde bir sahaftan hemde ilk baskısını. Nasıl olduysa seneler önce alamadığım ilk baskıyı almış ve şu anda kitabı yeni bitirmiş biri olarak yazıyorum bu incelemeyi. Kader işte ...
Yazarın okuduğum ilk kitabı. Ve bir klişedir ki sonda olmayacak. Dili sade ve anlaşılır. Arada yer yer yabancı kelimeler olabiliyor. O da eski bir tarihi yazdığı içindir bence.
Hikayeye gelince...
Hayat kadar güzel... Hayat kadar gerçek bir hikaye...
Zehra ve Settarhan
Kaderin akılalmaz haritasında her şey sanki o an için tanzim edilmiş. Savaşlar, yarım kalan hikayeler ... Bütün mümkünler arka arkaya dizile dizile bu hikayeyi oluşturmuştu.
Kitabın kapağında yazan,
‘’ Sen öyle çağırmasan ben böyle gelmezdim ‘’ tam olarak kitabın özeti.
Ayrıca 3 farklı yerde, 3 farklı anı, 3 farklı duyguları yaşıyorsunuz.
Eğer okumak istemiyorsanız bunu da bilin ve tekrar düşünün derim.
Çok severek okudum. Hiç unutmayacağım bir kitap olarak kalacak bendeki yeri. Hissettiğim duygularımı yazıya tam olarak dökememiş olsamda eğer birazcık olsun hikaye dikkatinizi çektiyse mutlaka okumanızı öneririm.
Keyifli okumalar
‘’ Beni Kör Kuyularda merdivensiz bıraktın,
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın. ‘’
Beni Kör Kuyularda isminde hem şarkı, hem şiir varmış bende kitabı okumadan önce yorumlara bakarken öğrenmiştim. Şiir Ümit Yaşar Oğuzcan’a ait. Ve yorumda ayrıca Şarkı-Şiir-Kitap şeklinde ilerlemem gerektiğini ve bu şekilde daha çok keyif alacağım söyleniyordu. Bende bu şekilde ilerledim.Sizde böyle ilerlerseniz keyif alacağınızı umuyorum şahsen ben çok keyif aldım.
Toptaş’tan okuduğum ilk kitap ve sonda olmayacak. Muhteşem ötesiydi. Şu an kendimi Kör Kuyudaymışım gibi hissediyorum. Öyle çaresi, öyle yalnız... Tıpkı Güldiyar ve babası Muzaffer gibi ...
İnsanların, başkalarının hayatlarındaki olumsuzlukları, dertleri, belaları ve acılarından büyük bir seyir merakından zevk alan ve zalimliğe karşı herhangi bir çaba sarfetmeksizin sadece seyretmesi büyük bir trajedi. Elimden gelseydi hikayenin içine girip, o seyretmekten başka hiçbir şey yapmayan insanların yakalarına yapışıp siz napıyorsunuz, hiç mi insanlığınız yok, hiç mi merhametiniz yok demek isterdim ...
Ve bunun sonucunda dağılan bir aile, çaresiz bir babanın çırpınışları, yitip giden masum gencecik Güldiyar. İçinizde kalan buruk bir hikaye.
Okurken bolca hüzün ve keder sizi bekliyor.
Okumanızı şiddetle tavsiye ederim.
‘’ Sadece Hasan Ali Toptaş okumak için bile Türkçe öğrenmeye değer. ‘’
Frankfurter Allgemeine Zeitung
Merhabalar
Nasılsınız
Yazarsın okuduğum ilk kitabı ve sonda olmayacak. Yazarımız bu kitabında lise yıllarına götürüyor. Gerçekten okurken o kadar keyif aldım ki kahkahalarım kitapla birlikte bana eşlik etti. Okurken gülme krizlerinden gözlerimden kaç defa yaş geldi bilmiyorum
Yazarımız hepimiz bildiği, izlediği filmlerin yönetmeni .
Mesela; Çalgı Çengi, Düğün Dernek, Kardeş Payı, İşler Güçler
Söylemeden geçemeyeceğim yazarın gerçekten değişik zekası ve espri anlayışı var, okurken anlaşılıyor, dili de çok sade. Böyle üst üste ağır kitaplar okuduğunuzda veya mutsuz bir döneminizdeyseniz bu kitabı okuyun mutlaka kafanız dağılacak keyfiniz yerine gelecektir.
Ama kitabı kesinlikle sessiz veya kalabalık bir ortamda okumayın. Kiütüphanede hele hiç okumayın. Gülemiyorsunuz.
Keyifli okumalar
Kapağı çok hoşuma gittiği için uzun süredir okumak istediğim bir kitaptı. Yazarın okuduğum ilk kitabı. Dili çok sade ve anlaşılır. Normalde bu tarz sözlerden oluşmuş kitapların yazmak için yazıldığını düşünüyorum. Ama bu kitap o kadar güzel anlatmış ki adeta kendi hayatımdan kesitler buldum. Değmeyecek insanlar için üzülmemeniz gerektiğini, ilahi adaletin bir gün herkes için tecelli edeceğini çok güzel anlatıyor. Özellikle depresyonda, canınızın çok sıkkın olduğu, kendinizi çok kötü hissettiğiniz bir dönemdeyseniz ve o zaman okursanız sizi çok iyi motive edeceğini düşünüyorum. Okumanızı öneririm.
Kitapla kalın, hoşçakalın
| • Fareler ve İnsanlar
...
Herkese merhabalar nasılsınız umarım iyisinizdir
Henüz kitabı bitirdim ve bittiği gibi kağıda, kalem sarıldım. Bazı kitaplar vardır tam yüreğinize dokunan.. ve etkisinden kurtulup, gözünüzden kopup gözyaşlarınıza engel olamazsınız. işte tam da öyle bir kitap Fareler ve İnsanlar ... Bunun gibi kurgu olduğunu
Ve serinin 2. kitabı... o kadar harikulade, o kadar güzel bir kitap ki; kaç yaşınızda olursanız olun kendini okutuyor. Kimi yerlerde gülerek, kimi yerlerde hüzünlenerek okudum. Çok severek okudum. Birkaç aydır okuyamıyordum ve bu kitapla tekrar eski formuma döndüm. Günlük okumayı seviyorsanız mutlaka okuyun bence. Çok güzel bir kitaptı️
Arka kapağında bulunan bir alıntı ile başlamak istiyorum: ‘’
Erkek dişi sorulmaz, muhabbetin dilinde
Hakk’ın yarattığı her şey yerli yerinde
Bizim nazarımızda, kadın erkek farkı yok
Noksanlıkla eksiklik, senin görüşlerinde
- Hacı Bektaşi Veli
Yanı başımızda bulunan ama kimsenin dile getirmediği bir sokaktan bahsediyoruz; Issız Kadınlar Sokağı’ndan. Bu sokaktaki yüzbinlerce kadından taciz, tecavüz, şiddet mağduru sadece 20 kadın hikayesine şahit oluyorsunuz.
Okurken herkes kendinden, çevresinden bir iz buluyor. Okurken çoğu tanıdık geliyor.
Hikaye bir çığlıkla başlıyor, hani daha birkaç ay önce kızının gözü önünde ‘’ Ölmek istemiyorum!!! ’’ diye haykıran Emine Bulut’un çığlığı... Kıskançlık yüzünden öldürülen Leyla, şiddet mağduru Nesteren ve Mine, 13 yaşında anne olan bir yavru, üvey babası tarafından tecavüz edilen Nazlı ve daha niceleri... Psikolog, öğretmen üyesi, avukat, doktor, ev hanımı... ne iş yaptığının önemi yok. Yarın içimizden birinin başına gelmeyeceğinin de garantisi yok. Umarım daha fazla kurban vermeden düzleşir her şey.
Daha fazla ayrıntıya girmek istemiyorum.
Herkesi okuması gereken, özellikle kadınların okuması gereken ve bu dünyada yalnız olmadıklarını düşündürecek bir kitap olmuş.Çok da güzel olmuş Kesinlikle tavsiye ederim...Bu kitabı okuyun, okutun.
Hayatımıza iyi ki girmiş dediğimiz, bize armağan olarak gelen insanlarla karşılaşmak ve yaşamak dileğiyle...
Herkese merhabalar
Saramago’dan ilk okuduğum kitaptı son da olmayacak. .
Göründüğü gibi okunmaması gereken, çok katmanlı, alegorik anlatımlar içeren öyle etkileyici bir kitaptı ki ‘’Körlük’’ hâlâ etkisinden çıkamadım.
Arabasında trafik ışıklarının yanmasını bekleyen bir kişinin kör olmasıyla başlıyor olaylar. Körlük kısa sürede tüm kente yayılıyor ve kör olanlar karantinaya alınıyor.
Belirsiz bir anlamda belirsiz bir yerde isimleri dahi bilinmeyen sadece sıfatlarla anılan bu insanların hayatta kalma mücadelelerini izlerken korku ve merak unsurlarını sonuna kadar yaşadım. Hele ki karantina günlerinde özellikle kadınların yaşadıklarını anlatan 50 sayfalık bir kısım vardı ki yüreğim parçalandı. .
Kör olan insanların hayatta kalabilmek için ahlak kavramını ve kurallarını nasıl yok saydığını, içlerindeki ilkelliğin nasıl açığa çıktığını dehşet içinde izlerken iyi-kötü, doğru- yanlış kavramlarını sorgulatıyor. Fiziksel körlükten ziyade toplumsal körlükten bahsediliyor. Bakmakla görmek arasındaki ince çizgiyi gözler önüne seriliyor.
Nokta ile virgül dışında noktalama işareti kullanılmaması değişik bir okuma tecrübesi sağlıyor. Sayfalar boyunca süren paragraflara rağmen akıcılık bozulmuyor. Sıkmadan heyecanla okunuyor. .
Kısacası yanına sadece kahvenizi değil, okuduğumuz olaylara dayanabilecek ruh halimizi ve anlamlandırabilecek düşünce gücümüzü de alıp öyle okuma gerçekleştirmeniz gereken çok özel bir eser.
Kesinlikle tavsiyemdir. Mutlaka okumalısınız. . .
(2 günde kolaylıkla bitebilecek bir kitap.Ama araya finaller girince böyle uzayabiliyor maalesef)
Herkese merhabalar
Nasılsınız ? Umarım iyisinizdir
Hayatındaki talihsizlik peşini bırakmamasına rağmen eşine(Aliye) ve kızına(Filiz) bağlılığını hiç yitirmemiş bir adam Sabahattin Ali.Hem çok iyi bir eş hem de çok iyi bir baba olduğunu kanıtlıyor bu kitap.Sabahattin Ali’nin sürgün yemiş gibi geçen hayatında, karısına ve kızına 1935-1948 yıllarında yazdığı mektupları okuyacaksınız.Okuduktan sonra, Sabahattin Ali’nin ölünce çantasından çıkan Balzac romanı, kırık gözlüğü, Aliyenin fotoğrafı, mektuplar ve onu öldüren Ali Ertekin’in birkaç hafta sonra aftan yararlanıp salıverilmesi gelir belki aklınıza...
Her okuduğum kitabında seni bir başka seviyorum #sabahattinali ️
