Sen, beni asla, asla tanımayan, bir su birikintisinin yanından geçercesine yanımdan geçip giden, bir taşa basarcasına üstüme basan, hep, ama hep yoluna devam eden ve beni sonsuz bir bekleyiş içerisinde bırakan sen, kimsin ki benim için?
Oruç Aruoba, 'sadakati' şöyle anlatıyor 'İle' adlı kitabında.. ''..kişinin kendinde bir kişiye bir yer ayırması ve o yeri hep onun için korumasıdır..''
Gonçarov’un Oblomov kitabındaki şu cümle Türk gençliğinin halini özetliyor;“Batıda hayaller gerçekleştirmek için kurulur, doğuda gerçeklerden kaçmak için.” Coğrafya tam da bu yüzden kader. Aksi gibi düşünen varsa, en son kurduğu hayali hatırlayıp, gerçek hayatıyla karşılaştırsın.
"Hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum. Bilseydim, bu mutluluğu koruyabilir, her şey de bambaşka gelişebilir miydi? Evet, bunun hayatımın en mutlu anı olduğunu anlayabilseydim, asla kaçırmazdım o mutluluğu."