Öldüğümde çok sevdiğim şu kitabın sayfalarını artık çeviremez olacağım, bu yüzden de ölmeden önce hepsini okumuş olmaya dair nafile bir umut besliyorum.
Sayfa 15 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
“O günler en iyisiydi, ya da en kötüsüydü; akıl çağıydı, inançlar zamanıydı ve inançsızlıklar zamanıydı; ışık mevsimiydi, umut baharıydı ve umutsuzluk kışıydı; yaşayabilmek için her şey vardı önümüzde ve yaşayabilmek için önümüzde hiçbir şey yoktu; hepimiz doğrudan cennete gidiyorduk, hepimiz doğrudan cehenneme gidiyorduk.”
Az sessizlik. Daha az ağrı. Daha az insan. Biraz yeşil. Biraz yüksek bir yer… Yetecek, fazlasını isteyene ver Allah’ım. Fazlasını layığına ver… Az sussun herkes. Yeter!
Sonunda karşımda görüyorum onu, sanki hiç eskimemiş, sanki hiç gitmemiş, ter-ü taze oluyorum ben de birden; üstümden yılları, çöllerin tozu pisliği silkiniyor, göllerin, denizlerin neminden eser kalmıyor. Çünkü o karşımda, o beni görüyor.