Bir irlanda stoutu. Alkol oranı 4.3.
Kavrulmuş arpadan yapılması gerekse de içindekiler bölümünde buğday da yazıyor. Kavrulmuş arpa olduğundan karamel tadı bu biraların genel karakteristik özelliği ve elbette bunda da var. Ve yine stoutlarda biranın o mayhoşumsu kokusu olmuyor pek.
Ben Guinness de seven biriyim ama guiness en azından bizim bu ülkede alıştığımız bira tadına en uzak biralardan biri. Bu bira, o anlamda daha ''bira'' yalnız Guinness gibi kremamsı bir köpüğü yok bunun. Löpüğü bol ama krema kıvamında değil. Guinness hala benim favorim bu anlamda ama bunu da sevdim ki genel olarak stoutlar bence güzel biralar ve lager biralara kıyasla tuzlu çerezler yerine bitter çikolaTa ile falan daha iyi gidiyorlar.
Uçurumun kenarındayım Hızır
Güzelliğin zulme çaldığı sınır
Başım döner, beynim bulanır
El etmez
Gel etmez
Gülce'm uzaktan dolanır
Uçurumun kenarındayım Hızır
Gülce bir davet
Mecaz değil
Maraz değil
Gülce bir afet
Peri değil
Huri değil
Gülce beyaz sihir
Gülce ölümcül naz
Buram buram zehir
Yar yüzünde infaz
Platon (Eflatun)
Bu ayki mütevazi okuma listesinde hedefimden çook geride kalsam da nitelik itibariyle yüksek kitaplar okuduğumu düşünüyorum.
Her zaman favorim olan kitaplar yine favorim olmaya devam etti. Tabiki Jack London-Martin Eden ve Montaigne-Denemeler her daim önerilerimden olmaya devam.
Felsefe sevdalısı olarak bu ayki felsefe kitapları yoğunluğu da Platon-Devlet le doruk noktasına ulaştı. Mutlaka okunması gereken 100 kitap listesinde olduğu su götürmez.
Bu ay yeni keşfettiğim yazar olmasa da Gorki-Çocukluğum ilk defa okuduğum bir kitap oldu ve önerebileceklerim arasında yerini aldı. Bu ayki hayal kırıklığımsa Schopenhauer- Yaşam(ama) Bilgeliği Üzerine Aforizmalar oldu.
Mayıs ayında da iş güç yoğunluğu tatil nedeniyle kendimden düşük performans beklesem de HAY serisine devam edeceğim için keyifli okumalar beni bekliyor olacak. Herkese kitap sevgisiyle dolu bir hayat dilerim.