İnsanın genel davranış kalıpları üzerine kısa bir tefekkürün bizi ulaştırabileceği hızlı sonuçlardan birisi, tüketim miktarı ile bilgelik sevdasının birbirine zıt bir örüntü göstermesidir. Bilgelik peşinde olan, yaşam bilgeliğini arttırmak yönünde yaşayan insan modelinin ölçüsüz bir tüketimle meşgul olma halini pek hayal edemeyiz. Gerçekten de bilgelik yolu, insanın tüm duyusal dünyasının incelikli farkındalığı ile başlar. Bu da duyulara gösterilecek dikkatin, insanın dünyevî faaliyetlerinde bir yavaşlama ve derinleşme etkisi yaratmasını getirir. Tıka basa yiyerek, sürekli lezzet ve haz peşinde koşarak sürdürülen bir yolculukta, aynı zamanda bilgeleşmenin zor olabileceğini sanırım hepimiz kavrayabiliriz. Lezzetler; duyusal dünyamızın hayatta kalmaya dair işlevlere yönelik aldığı sinyallere, zihinsel olarak verilen ödüllerdir. Bu ödüller, aslında sadece yol işaretleridir: Bize neyin faydalı, neyin zararlı, neyin besin, neyin zehir, neyin rahatlatıcı, neyin rahatsızlık verici olduğunu gösteren ipuçlarıdır. İpuçları sadece bilgi amaçlıdır fakat bu işaretler amaç edinildiğinde, bizzat gidişatı olumsuz etkileyen kötü alışkanlıklara ve bağımlılıklara zemin hazırlayabilir. Bu nedenle tüketimde ölçülülük, yaşam ustalığının önemli parçalarından biridir.
İnsanlar, gerekli olduğunu hissettiklerinde,bu çıkar uğruna bütün yasalara;yani akıl,onur,barış,refah gibi bütün güzel ve faydalı olan;esasen en değerli,en köklü,en yararlı gördükleri her şeye karşı çıkabilirler.
Reklam
Bağırsaklarımızdaki bakterilerin bileşimi, bizim ne kadar sağlıklı işlev görebileceğimizi doğrudan belirliyor gibi görünmekte. Bağırsaklarımızdaki mikroorganizma grupları doğumumuzdan itibaren şekillenmeye başlar. Normal vajinal yolla doğan bebeklerin bağırsaklarındaki bakteri kompozisyonu çok büyük oranda (100 bebekten 72 kadarında) anneninki ile
İstikrarın Önemi
Plan ve istikrarın önemini en kolay anlatabileceğim örnek şudur:Hiçbir tarih tahsili olmayan bir insan düşünün.Bu kişi 20 yaşından itibaren hobi olarak her gün günde 15 dakika Osmanlı tarihi kitabı okuyor olsun.Yılda 91 saat okuma eder.Bunu 60 yaşına kadar sürdürdüğünü düşünelim.Yaklaşık 3600 saat Osmanlı Tarihi okumuş olur.Normalde aynı konuyu bu
Sayfa 88 - Tin YayınlarıKitabı okudu
VI
Hulâsa bu yanlış, bilmem hangi caminin 999 penceresi gibi tek eksiğiyle zihinleri dolduran birşeydi. İsabet tam olsaydı, birisi kalkıp onu pekâla tesadüfe yorabilirdi. Çünkü bütün teferruat ortadan kendiliğinden silinecenti. Halbuki bu ufak yanlış sayesinde elde edilen neticelerin hiçbiri ortadan kaybolmuyor; onun ışığında, saat, evden giden hizmetçi, vapurun ambarı, sandık, büyük zahmetlerle alınan bir yolun menzilleri gibi aydınlanıyordu. İnsan işlerinde hatanın oynadığı büyük ve faydalı rolü bilmem bundan iyi gösteren misal var mıdır?
Herkesten yardım istedik; kitaplardan, rahiplerden, psikologlardan, siyasetçilerden, her açıdan, her köşeden. Ama bu yardım faydalı olmadı, çünkü biz şimdi neysek oyuz; basa noktalarda biraz değişmiş olabiliriz, fakat aslında neysek oyuz.
Sayfa 151 - OmegaKitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.