KAHRAMAN
Gölgen bir nur işledi güneşe vardığı gün;
Seni gördük sesimiz Hakk'a yalvardığı gün...
Seni gördük mazi dağları sardı ses ses,
Bir Akdeniz dalgası buldu içinde herkes...
Sana çıkar bu yurdun ararsan son yolu da
Kutlu bir Tanrı oldun güzel Anadolu'da...
O kadar eskisin ki şimdi ruhumuzda sen, Bulursun bu sevgide asırları istesen... Arasan bakışında uzun ovalar erir; Dinlersen gönül denen yüce dağlar ses verir,
Bir dünya, bir millete düşman olduğu zaman
Sana büyük hızını verdi nabzındaki kan...
Dört sınırın ucunu getirdin bir araya;
Dört bucak sevgisini topladın Ankara'ya, Sesin, bir tılsım gibi, yurdu dolaştı yer yer, Ve senden öylesine hız aldı ki gönüller
Yüz yılda giden vatan bir ayda geri geldi... Sonra sanki ruhundan kartal sesleri geldi; Sanki yeni bir ışık süzüldü gözlerinden
Ve bir fert, tek başına, bir millet yarattın sen.
Bastığın yer tarihten yer alırmış, yok değil. Bir gününe bir tarih bağışlasak çok değil... Çok değil kanımızın rengini süze süze İsmini dövmelerle işlesek göğsümüze... Böylece gece gündüz görmek için tek seni,
Çok değil gözümüzün içine çizsek seni. İsterse bundan sonra ufuk yansın, gök yansın;
Çünkü sen bu milletin umduğu kahramansın...
Gölgen bir nur işledi güneşe vardığı gün;
Seni gördük sesimiz Hakk'a yalvardığı gün...
Mustafa Kemal bizim köye gelincek,
Yardıma binbir dağ geldi be.
Askeriydim Şam'da, Çanakkale'de,
Onun maviliği, sarılığı, bozluğu,
Bana merhaba geldi be.
Girmiş ha toprağıma düşmanın ayağı,
Yazmış ha bunu da bin yüzlü felek?
50 yaşındayım ama bağrımız dinç şükür,
Onu görünce barut kokusunu duydum,
Yüreğime yeniden sevda geldi be.
Dolağımı indirdim duvardan usulca,
Doladım ayağıma kendimden habersiz.
Nasıl dururdun ki hemşerim dört yanın allı allı
Mustafa Kemal gelincek,
Şüheda geldi be.
Alâmetler: Yıkılır ilim denilen bina;
Cehil ve şarap taşar, açıkça gezer zina.
İşin, nâehle vermek, bozunca sıhhatini,
Beklemek lazım artık, kıyamet saatini!
Bir zaman gelecek ki, sabır göstermek dinde;
Kor tutmaya dönecek, avucunun içinde...
Ömür, güneşin seyrine bakarsanız, doğuşu ile batışı arasındaki oniki saate kadar inebilir, hakikate bakarsanız bir gözün açılıp kapanışı kadar... Bir şimşek...