dokuz aydır islam ümmeti kıyılıyor ve bunca süreye rağmen elle tutulur hiçbir şey yok. bu beni artık ne yapacağımı, ne yazacağımı, ne anlatacağımı bilmez bir halde bıraktı. bu yeis değil, ümidi yitirmek değil. bu yalnızca ne yapacağını artık bilememek. islam’ın bir muntesibi olarak artık nereye gideceğimi bilmiyorum, ne anlatmam, ne konuşmam gerektiğini de bilmiyorum. bu ümmetin bir ferdi olarak üzerime ne düşüyor bunu bilmiyorum. Allah benden razı mı bilmiyorum, ne yapsam razı olur bilmiyorum. her şeyini feda edenle, Allah uğrunda cimrilik eden bir olmaz. çabalayıp öne geçenle, geç kalan bir olmaz. ağlayanla, ağlar gibi davranan bir olmaz. nefsini heder edenle, unutan, bir olmaz. bir boşluk içerisindeyim, ne yapacağımı bilmiyorum..
"Rıza lazım, Gülsüm. Annenin bu işe razı olması lazım. Doğurmak yetmiyor anne olmaya. Doğurunca öyle hemen anne ilan ediyorlar ya seni, keşke öyle kolay olsa. Anneyle çocuğun gönül bağı, doğurunca kendiliğinden bağlansa keşke. Olmuyor ki öyle. Dedin ya az önce, aynı şey, bazı şey- leri feda etmen lazım. Yer açman lazım. Teslim olman lazım. Ben teslim olamadım. Ben Elife yer açamadım. Ben kızıma annelik yapamadım. Gelmedi içimden. Ben o anneler- den olamadım."