Yanımda kimse olsun istemiyorum, ölüp kalmak istiyorum bu genç yaşımda. Bir fidan filizlensin topraktan büyüyüp boynuma dolansın kökleri.
Basit insana basit ölüm yakışmaz. Anlı şanlı bir şey olsun, ilk ölüm benden sonuncusu nedenimden olsun.
Artık düşünmüyorum kafam boş. (eskiden de çok dolu değildi de zaten, neyse) lakin bu bana bir sıkıntı yaratıyor nedense, düşünmemeyi düşünmek zorunda kalıyorum ve bu başka düşünceler yaratıyor ve bu böyle sonsuza kadar gidiyor. Duygularımı yaşayamıyorum, aşk, sevinç, hüzün, nefret, hepsi benden çok uzak. 14 olacağım daha bir kere bile aşık olmadım, ne zaman ağladığımı unuttum ve ne zaman gerçekten güldüğümü de. en azından bir duyguyu gerçekten yaşayabilseydim iyi olurdu, biri bana “ne tür bir insansın” dediğinde ağlak, neşeli, kinci veya romantik bir insan diyemeyeceksem ne yapayım hayatı. insanları anlamak zor, gerçekten zor, insan psikolojisi okusam bile anlayacağımdan şüpheliyim. tamam kabul ediyorum hümanist bir insan değilim ama nefretim de yok, peki onların bu nefreti neden. gidip onlara sorsam bana kişisel meselelerini anlatırlar peki benim meselelerim ne olacak. Onu bunu geçtim bir hayalim bile yok hiç bir şeyi başarmış, sona gelmiş bir kişi değilim. peki nedir bu ruh bu beden nedir bu aykırılık. ne yapacağım bilmiyorum. hayatımın iyi bir yönünü bulamıyorum. bedenim de hasta ruhumda. sanırım sıradan bir olmaya çalışacağım. iyi bir öğrenci iyi bir oğul ve iyi bir insan olmaya çalışacağım. Ah neyse yeter bu kadar düşündüğüm, sonra başım ağrıyor. gidip yalnızlığım ile sarılıp uyuyacağım. hoşça kalın
Sonunda bir duyguyu yaşadım, korku ve acı… keşke aşk veya hüzün olsaydı böyle korkunç bir hissiyatı uzun bir süre yaşamak zorunda kalmak beni ben istemeden değiştirdi, paranoyak oluyorum git gide ölüyormuşum da haberim yokmuş gibi. Keşke eskiye dönsem, bakın yine yaptım bir ileti bile paylaştım bu konuda, insan hep daha ne kadar kötüsü olabilir derken bile kötüyü çağırmış oluyor kötünün de kötüsü var, keşke bir Level falan olsa ben hangi Level de olurdum acaba.