Bir noktaya geldim şimdi hayatta. 3 sene önce yaşadığım ruh hali beni bambaşka biri yapmıştı. Daha duygusal, üretken, hayalperest, anlamlı cümleler kuran bir kadın.. bunların hepsinin tek bir sebebi vardı yaşanması mümkünken yaşayamadığım şeyler.. Aşk mı hayır aşk mümkün olmazsa aşk olmuyor muydu?
Şu an mı neredeyim, artık tek değilim biri var hayatımda beni mutlu eden.. her dediğimi yapan.. içimdeki o hisleri dolduran.. aşıkmıyım bilmiyorum galiba ona çok alıştım.. Aşk geride kaldı benim için.. Neydi? Bir kez birine geç kalırsan bir daha kimse için acele etmezsin.. sanırım ben ilk defa acele etmedim ve beni gercekten seven adamı buldum. Belki bambaşka şeyler yazacağım buraya günü geldiğinde o gün görüşmek dileğiyle..
Çocukken bişey izlerken uyuya kalırdık ve annemiz bizi alır yatağamıza getirirdi o anki duygu var ya hani uykusuzlukluktan ölüyorsundur ve o yataga yattığında ki huzur o his işte ben o huzur veren hissi özledim.
Onunla konusmaya başladığında her defasında aptallığına kızıp nasıl bir adama aşık olduğunu sorardı kendine.Kalbini kıracak illa bir sey söylerdi ona.Sonra zaman gecer aylar gecer, yıllar gecer..anılar..ahh anılar.. Anılar her seyi affettirir insana. Tekrar başlamak için bir sürü güzel şey sunar.Tekrara düşmen için yanıltır seni.
“Aşkım da değişebilir gerçeklerim de
Pırıl pırıl dalgalı bir denize karşı
Yangelmişim dizboyu sulara
Hepinize iyi niyetle gülümsüyorum
Hiçbirinizle döğüşemem
Siz ne derseniz deyiniz
Benim bir gizli bildiğim var
Sizin alınız al inandım
Sizin morunuz mor inandım
Ben tam dünyaya göre
Ben tam kendime göre
Ama sizin adınız ne
Benim dengemi bozmayınız.”