Bloch'un Hegel'den devraldığı mirasta, teoloji felsefe haline gelir ya da teolojiyle felsefe arasındaki efendi-köle ilişkisi tersyüz edilir. Üstelik filozof artık teist doğasından sıyrılmış bir teolojiyi, kendisini anlamaya ve ifade etmeye çalıştığı gerçeğin katmanlarına bağlayan bir dolayımlayıcı olarak kullanabilir.
Sayfa 91 - Ayrıntı Yayınları, 2021, 1.Baskı.Kitabı okuyor
Dünya terimine gelince, bu, üç yönde ele alınmıştır, öncelikle “diğer bütün tözler arasında ortadan kaldırılamaz ve doğu, rulmamış olmaya özgü niteliği tek başına elde eden tanrısallık, o dünyanın düzeninin mimarıdır, belli zaman parçaları sonunda bütün şeyleri kendisine indirger ve kendinden yola çıkarak onları yenibaştan doğurur. Onlar dünyanın, yıldızların düzenlenişi olduğunu da söylerler ve üçüncü olarak ikisinden birden oluşana da dünya derler”. Bundan başka, bir “sanatçı ateş”, bir “ateşten ve usta soluk” olarak sunulur. Demek ki bundan böyle, Stoalılar için, doğa, Tanrı ve ateş terimlerinin eşanlamlı olduğunu söyleyebiliriz; doğayı tanrısallaştırmak ya da daha çok Tanrı’yı doğalaştırmak, insana, Tanrı’yla ilişki kurma olanağını ve kendisini çevreleyen gerçekliğin içinde, kendi yaşamına düzenli bir anlam vermeye elveren bir kararlılık bulma olanağını verir. İşte bu yüzden Stoa fiziği, kendini asla bilgi insancılığının ussal bir sistemi olarak sunmaz, ama aynı zamanda bir kosmoloji olan bir teoloji olarak ve ifade garip görünse de tinselci bir maddecilik olarak sunar.
Sayfa 52 - Üçüncü Bölüm - FizikKitabı okuyor
Reklam
Felsefe, dinin huzursuz kardeşidir.
Patristik felsefe, putperestliğe ya da aynı anlama gel­mek üzere, seküler felsefeye karşı Hıristiyan inancını savunmuş ve daha sonra benimsediği Platoncu ve Yeni-Platoncu felsefeyle Hıris­ tiyan inancını anlamlandırıp güçlendirmeye, onu putperestliğin ve gnostisizmin saldırıları karşısında korumaya çalışmıştır. Başka bir deyişle, yaklaşık altı yüzyıl süren tarihsel dönem boyunca, patristik felsefe Hıristiyan dini ve öğretisini felsefenin kavramsal araçlarını kullanarak temellendirmeyi amaçlamıştır. Söz konusu felsefe, Sko­lastik felsefeyle modern felsefeden, akla dayanılarak elde edilen so­ nuçlarla vahyin doğruları arasında bir ayrım yapmamak bakımın­ dan farklılık gösterir. Buna göre, patristik dönemde felsefe, teoloji ve dinin doğruları, bir bütünün ayrılmaz öğeleri olarak değerlen­ dirilir.
Sayfa 40 - SAY YayınlarıKitabı okuyor
+336
**** Teori, teoloji, felsefe, ahlak vb. mevcut ilişkilerle çelişki içine girerse, bu, sadece, mevcut toplumsal ilişkilerin mevcut üretim gücüyle çelişki içine girmiş olması nedeniyle gerçekleşebilir. ****
“Felsefesinin özelliği ve yaşadığı dönem nedeniyle, Thomas Hobbes'u da reformasyon dönemini aşmış ve "modern felsefe dönemi" içerisinde değerlendirmek gerekir. Çünkü, on yedinci yüzyılın sonlarında Avrupa'da artık teoloji ve onun gölgesinde kalan felsefe çok zayıflamış, daha özgür ve özgün bir felsefe ile, deneysel, matematiksel bilimlerin de temelleri atılmıştı. Bu dönemde, hakikatin peşinde olan bir de doğa bilimi ortaya çıktı. Artık felsefe de teoloji ile değil, bu kez de bilimle işbirliği yapmak durumunda idi. Bu nedenle, felsefenin, bilimle ilişkisi konusunda kendine bir yer belirlemesi çok önemliydi. Yeniçağdaki felsefenin özelliği büyük ölçüde, felsefe ve doğa bilimi (özellikle de fizik) arasındaki sınırları bulma girişimiydi. Rasyonalist filozoflar, Descartes ve Leibniz, ampirist olan Locke ve Hume ve sonrasında transandantal Kant için bu çabalar önemliydi. Bu dönemde, felsefenin doğa bilimi uğruna teolojiden vazgeçtiğini söylemek doğru değildir. "Hiristiyan teolojisi uzun süre Descartes, Locke ve Berkeley dâhil olmak üzere çoğu filozof için hatasız bir arka plan olmuştur."
Yunan Düşüncesinin Başı ve Sonu
İlkçağ Yunan felsefesi bir doğa felsefesi olarak başlamıştı [Thales, Anaksimenes, vb.] ama bir Tanrı felsefesi veya teoloji olarak sona erecektir [Plotinos ve müritleri].
Reklam
634 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.