Spinoza, Tractatus'ta çeşitli ve çok sayıda yerlerde, açık olarak amacının dinle felsefeyi birbirinden tamamen ayırmak olduğunu söyler: Dinle felsefe birbirinden tamamen ayrı şeylerdir; çünkü felsefenin temelinin akıl olmasına karşılık, dininki vahiydir. Felsefenin konusunun hakikat olmasına karşılık, dininki itaattir:
Şunu sarsılmaz bir hakikat olarak iddia ediyorum ki, ne teoloji akla ne de akıl teolojiye hizmet etmek durumundadır. Tersine, onların her biri kendi alanını savunmak zorundadır: Yani akıl, daha önce denildiği gibi, hakikatin ve bilgeliğin alanını, teoloji ise dindarlığın ve itaatin alanını.
Zor Zamanlar İçin İnsan Kalma Rehberi
Aragon Krallığı topraklarında dünyaya gelen, yaşamını teoloji ve felsefe profesörü, vaiz, papaz, yönetici ve yazar olarak sürdüren Baltasar Gracián, insanca yaşamanın incelikleri üzerine ortaya koyduğu düşünceleriyle ölümsüzleşmiştir.
İhtiyat, insanoğlunun geliştirmesi gereken en değerli düşünce kasıdır.
Karmaşık, kalabalık, uzun, yoğun ve komplike olan her şey, hayatı daha da zora sokmaktan başka bir işe yaramaz.Her şeyin kısa ve öz ifade edilmesi gerektiğini savunan Baltasar kısa ve öz olanın faydasının iki katına çıkacağının altını çizer.
~
Konu hakkınızı aramaya geldiğinde kılıcınızıkullanmaktan çekinmeyin çünkü sonradan gelen haksızlıkların sebebi sizin aslında ta en başında müsaade ettiğiniz haksızlıklardır. Ancak cesur insanların tarihe iz bıraktığını hatırlayın. Korkaklık öyle bir şeydir ki seçkin bir insanın mezar taşını bile suskunlaştırır…
Diyorum ve bitiriyorum.
Kolayca inanmayın, hemen sevmeyin.
Üç beş teoloji kitabı okuyarak teolog, felsefeye giriş kitabı okuyarak felsefeci, tarih kitabı okuyarak tarihçi, astroloji okuyarak astrolog, bilim kitabı okuyarak bilim insanı ... olamazsınız ancak Herbokolog olabilirsiniz.
Ev yapa yapa mimar, kitara çala çala kitaracı oluruz demiş Aristoteles. Fiziksel becerilere sahip olabilmek için ciddi bir tecrübe gerekirken zihinsel birikimler için de elbet bir o kadar tecrübe gereklidir. Oysa yazarımız, birçok farklı alanda okuduğu üç beş kitap alanın uzmanları gibi konuşmuş. Bu yetmemiş bir de o alanların gedikli yazarlarını eleştirmiş. Mesela, alanın uzmanları bile bugün Spinoza'nın Etika'sını açıklarken temkinli davranırken yazarımız fütursuzca Spinoza'nın bazı fikirlerini eleştirmiştir. Elbet Spinoza'nın dile getirdiği her düşüncesi doğru değildir ancak eleştiren de biraz mürekkep yalamış olmalı.
Kitabı okuyacak genç arkadaşlar, kitapta anlatılanların doğruluğuna kapılmadan ve bir yargıya varmadan önce konuları iyi araştırmış olmaları gerek. Aksi taktirde onlar da yazar gibi hemen dünyanın sırrına vakıf olmuş gibi görebilirler kendilerini ve yazarın fikirlerini benimseyip savunabilirler. Elbet dile getirdiği her düşünce yanlış değil lakin eleştirdiği her şey de doğru değil. Dilin kemiği olmaya bilir ama bir ölçüsü olmalı. Vesselam
Kısaca kelamı en genel olarak İslam dininin inançla ilgili öğelerini rakip teoloji ve öğretilere karşı savunmayı (apoloji) kendine amaç edinen spekülatif (teorik) karakterli bir düşünce hareketi olarak tanımlayabiliriz.
Gülün Adı: Gizem, Tarih ve Felsefenin Buluştuğu Bir Başyapıt
Gülün Adı: Gizem, Tarih ve Felsefenin Buluştuğu Bir Başyapıt
Umberto Eco'nun 1980 yılında yayımlanan Gülün Adı, Orta Çağ İtalya'sında geçen gizemli bir cinayet romanı olmanın ötesinde, tarih, felsefe, din ve dilbilim gibi farklı disiplinleri harmanlayan eşsiz bir eser. Roman, 14. yüzyılda bir manastırda yaşanan seri cinayetleri