536 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 163 days
Yapay Zeka Tehlikeli mi?
Başlangıç (Origin) - Dan Brown** Dan Brown’un heyecanla dolu kitabı "Başlangıç" (Origin), okurları bir kez daha nefes kesen bir maceraya davet ediyor. Ünlü sembol bilimci Robert Langdon, bu defa bilim, din ve sanatın kesişim noktasında bir gizemi çözmek için İspanya’nın göz alıcı şehirlerine doğru yola çıkıyor. Kitap, ünlü teknoloji dahisi Edmond Kirsch’in, insanlık tarihini kökten değiştirecek bir keşifte bulunduğunu açıklamasıyla başlar. Ancak Kirsch’in buluşunu dünyayla paylaşmasına fırsat kalmadan esrarengiz bir şekilde öldürülmesi, Langdon ve müze küratörü Ambra Vidal’ı bu sırrı açığa çıkarmak için tehlikeli bir yolculuğa sürükler. Barcelona'nın modernist mimarisi, Gaudi'nin eşsiz eserleri ve Prado Müzesi gibi ikonik mekanların arka planında geçen bu macera, okurları teknoloji, din ve felsefe üzerine derin düşüncelere sevk ediyor. Brown’un karakteristik hızlı temposu ve karmaşık bilmeceleri, okurları sayfaları hızla çevirmeye zorluyor. "Başlangıç", insanlığın kökenleri ve geleceği üzerine sorduğu sorularla, yalnızca bir gerilim romanı değil, aynı zamanda düşünsel bir yolculuk sunuyor. Dan Brown hayranları ve yeni okuyucular için kaçırılmaması gereken bu eser, modern çağın en büyük sorularına cesur bir bakış açısı getiriyor. Aklımda şu soru ile kitabı bitirdim. Yapay Zeka Tehlikeli mi?
Burak Oral
Burak Oral
Başlangıç
BaşlangıçDan Brown · Altın Kitaplar · 201722.4k okunma
256 syf.
9/10 puan verdi
İçimizden bir canavarın öyküsü
Spoiler içerir. Hırslı, azimli, aydın bir bilim insanısınız. Simyacıların, ölümsüzlük iksiri için hayatını geçirenlerin, felsefe taşı için kafa yoran o adamların asla boş işler peşinde koşmadığını düşünüyorsunuz. Onları destekliyorsunuz, izinden gitmek için de kararlısınız. Bir canlı yaratmak düşüyor aklınıza. Günler, haftalar ve aylarınız canlıyı
Frankenstein
FrankensteinMary Shelley · İthaki Yayınları · 202114k okunma
Reklam
İbni Sina, İslam bilim ve düşünce tarihinde ilk defa felsefe ve ilimlerin ansiklopedisini vücuda getirdiği gibi aynı zamanda nesir, nazım ve hikaye tarzında felsefi eserler kalemi alan sanatkâr-filozoftur.
(Allah'ın varlığının, bu bilimin) konusu olması mümkün değildir. Şöyle ki, her bilimin konusu, o bilimde varlığı verili olarak kabul edilen bir şeydir ve (varlığı verili olarak kabul edilen şeye ait)l durumlar o bilimde araştırılır. Bu, başka yerlerde de bilinen bir husustur. Şanı yüce olan Allah'ın varlığının, konu gibi bu bilimde verili kabul edilmesi mümkün değildir, bilakis o, bu bilimde araştırılan bir şeydir. Şöyle ki, böyle olmasa, (Allah'ın varlığının! bu bilimde ya (i) verili olarak kabul edilmesi ve başka bir bilimde araştırılması, ya da (ii) bu bilimde verili olarak kabul edilmesi ve başka bir bilimde de araştırılmaması gerekir. İki seçenek de geçersizdir. Zira (Allah'ın varlığının) başka bir bilimde araştırılması mümkün değildir, çünkü (ilk felsefe| dışındaki bilimler ahlâk, siyaset, tabiat, matematik ve mantıktan ibarettir. Felsefi bilimler kapsamında, bu tasnif dışında başka bir bilim bulunmamaktadır. Bu bilimlerin hiçbirinde şanı yüce Tanrı'nın (el-ilâh) ispatı araştırılmamaktadır ve araştırılması da mümkün değildir. Sana pek çok kez tekrarlanan ilkeler üzerinde birazcık düşündüğünde bunu zaten anlarsın.
Sayfa 103 - İbn SinaKitabı okuyor
Ait olmanın baskın olduğu geleneksel toplumlarda bilim, felsefe, sanat ve teknolojide gelişmeler ya hiç yoktur ya da yavaştır.
Bir bilim olarak felsefenin, inanılabilecek, inanılacak yahut inanılması gereken şey­le hangi türden olursa olsun hiçbir alıp vereceği yoktur, o sadece bilinebilir olanla ilgilenir.
Reklam
İnsanlarda, uluslarda ve halklarda dindarlık yoksa ne bilim, ne felsefe, ne sanat, ne siyaset, ne de teknoloji hayatlarını acıdan ve kötülükten kurtarabilir.
genç erkeklerin ve kadınların ellerinde kitaplarla oradan oraya gittiklerini görmek ve onların öğrendikleri şeyler hakkında konuştuklarını duymak beni çok heyecanlandırıyor. Keşke ben de Campus Bowl Luncheonette’te kahve içerken onlarla birlikte oturup kitaplar, politika ve düşündüklerim hakkında bir şeyler konuşabilseydim. Onların şiir, bilim ve felsefe – Shakespeare ve Milton; Newton, Einstein ve Freud; Eflatun, Hegel ve Kant, ve adları zihnimde büyük bir kilisenin çanları gibi yankılanan tüm diğer kişiler – hakkında konuştuklarını duymak bana müthiş bir heyecan veriyor.
Koridor Yayıncılık
432 syf.
5/10 puan verdi
Kitabı yayımlandığı zaman sosyal medyadaki övgü dolu tanıtımları ve okuyanların bir kısmının İslam düşünce tarihi üzerine yazılan pek çok popüler kitaptan daha iyi olduğuna yönelik yorumları sonrası,İslam düşünce geleneklerine olan ilgim sonucunda ilgi çekici bularak edindim,okumaya başladım.Ayrıca çevirmen için de çok güzel övgüler görmüştüm.Ancak ne yazık ki ne Bağdat ve İsfahan’ın İslam düşünce tarihindeki ve geleneklerindeki müstesna yerlerini anlatmada başarı bulabildim ne de çeviriden bir tat alabildim. Eseri orijinal dilinden okuyabilseydim böyle bir çıkarımda bulunur muydum bunu bilemiyorum ama kurgudan da çok hoşlandığımı söyleyemeyeceğim. Bu iki önemli şehir ve İslam felsefe-bilim tarihi hakkında bilgi edinmek isteyenleri, İhsan Fazlıoğlu,İbrahim Halil Üçer gibi isimlerin video paylaşım sitelerinden kolaylıkla ulaşılabilecek yayınlarını ve kitaplarını takip etmeye,özellikle de İslam Düşünce Atlası’nı edinmeye ve okumaya davet ediyorum.Bu kitap tabii ki bir roman olarak atlas veya ismini zikrettiğim hocaların yayınları ile aynı kulvarda değerlendirilmek durumunda değil. Ancak kurgu haline getirilmek istenilen dönemlerin çok daha okuma lezzeti yüksek biçimde romanlaştırılabileceğini düşünmeden edemiyorum.Yine de yazara da çevirmene de emeklerinden dolayı teşekkür etmek gerekir.Kitap alanda tarz açısından sayılı bir örnek oluşturuyor diyebiliriz.
Bağdat Ve İsfahan
Bağdat Ve İsfahanElaheh Kheirandish · Ketebe Yayınları · 20236 okunma
İndirgenemez karmaşıklık örneklerini aramak, ilerlemek için esasında bilim dışı bir yöntemdir: Yani şu anki bilgisizliği kanıt olarak göstermektir. İlahiyatçı Dietrich Bonhoeffer tarafından kınanan "Boşlukların Tanrısı" isimli stratejideki gibi bir hatalı mantığa başvurur. Yaradılışçılar günümüz bilgisinde ya da anlayışında hevesle boşluklar ararlar. Eğer bariz bir boşluk bulunursa, bu boşluğu varsayılan olarak Tanrının doldurması gerektiği farz edilir. Bonhoeffer gibi düşünceli ilahiyatçıları endişelendiren ise bilimin ilerlemesiyle bu boşlukların küçülmesi ve bunun sonucunda Tanrının yapacak hiçbir şeyinin ve saklanacak hiçbir yerinin kalmamasıdır.
Sayfa 168 - Bölüm 4 - Tanrı Neredeyse Kesin Olarak Neden Yoktur, Boşluklara TapmakKitabı okuyor
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.